Ramazan ayının kudsiyeti; Yaratan ile yaratılanların en üstünü olan insan arasındaki mükalemenin (kelam-konuşma-mesaj) şahika noktası Kur'an-ı kerimin bu ayda inmiş olmasıdır. Cenab-ı Hakk'ın bin aydan daha kıymetli dediği Kadir gecesi bu aydadır. Allahü teala mahlukatını çok sevmesinin yanında bağışlamasını da çok sever. İnsanoğlunun günaha ne denli müptela olduğunu; onu yaradan olması hasebiyle en iyi kendisi bilir. İşte; tepeden tırnağa kadar günaha batmış insanoğlunu bu günahlarından temizlemek ve arındırmak için; Cenab-ı Hakk, bazı zamanları (gün-gece-ay), tövbe kapılarını ardına kadar açarak kıymetlendirmiştir. Bağışlanmak isteyen yok mu; bağışlayayım, dercesine... Cenab-ı Hakk insanoğluna, '...her şeyi senin için; seni de kendim için yarattım!' buyurarak, yaratılış hikmetini açıklıyor. O'nun için yapılması gereken; O'nu tanıyıp, bilmek, inanmak ve O'nun buyruklarını üstün bilip onlara hürmet etmektir. Her şeye te'sir eden, hükmü altına alan insanoğlu gerçekte çok acizdir. Acziyetinin tipik göstergesi onun muhtaçlığıdır. Hava almadan, yemek yemeden vb. yaşayamayacağını idrak eden; ne denli muhtaç olduğunu görür ve bu hal ona haddini bildirir! Kendini bilen, Rabbini bilir. Kendini ve Rabbini bilen de, kibir ve azametin (gerçek büyüklüğün) ancak ve ancak Allah'a mahsus olduğuna inanır ve öylece yaşar. Kimseye afra tafra satmaz. İslamiyet'te bir işin nasıl olması yanında, ondan da mühimi niçin olmasıdır. İbadet dahi olsa bir işin 'desinler' diye yapılmasının hiçbir kıymeti yoktur. Asıl olan; o işin Allah rızası için yapılmasıdır. Yani asıl olan; o işin ihlasla yapılıp yapılmadığıdır. Yarın, Ahirette ameller değerlendirilirken, hepsi ihlas imbiğinden geçirilecektir. Muhlisler, muhlaslar kurtulacak, bakisi mahzun edilecektir. İçinde yaşadığımız bu mübarek günlerin (Ramazan ayı boyunca) kıymetini bilelim ve bağışlanmamız için ihlasla yakaralım!..