Merhum Özal'dan sonra Türkiye'nin ufku kararmıştı. İş başına gelen hükümetler; Özal'ın hızına ayak uydurmak şöyle dursun; ülkeyi Özal'ın getirdiği noktada dahi tutamadılar! İrtifa kaybede kaybede bugünlere geldik. Oysa; Türkiye 90'lı senelerin başında güzel bir şans yakalamıştı. İnönü'nün SHP'siyle Demirel'in DYP'si; senelerin husumetini ilk defa bir kenara bırakarak bir araya gelmiş ve bir koalisyon hükümeti kurmuşlardı. Maalesef; yılların özlemi ve beklentisi olan böyle bir şans da gereği gibi kullanılamadı. Halbuki; Sovyetler çökmüş; küreselleşmeye giden dünya hızla değişiyor; Türkiye'nin yıldızı parlıyordu. Gelip geçen koalisyon hükümetlerinin yegane maharetleri; ülkeye kriz üzerine kriz yaşatmaktı. Hele Mesut Yılmaz ve Bülent Ecevit hükümetleri tam bir karabasan gibiydi! Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa bunların devrinde esnaf yürüdü! Millet sefilleri oynadı! Milletçe bütün ümitlerin tükendiği, her şeyin bittiği zifiri karanlık noktasında; hasbelkader alınan erken genel seçim kararı her şeyi değiştirdi; 3 Kasım 2002 seçimleri ile şafak söktü; millet, tek başına bir partiyi iktidara taşıdı. Millet; kendine kefen biçen eski siyasilerden ve onların partilerinden öylesine bıkmıştı ki, hiç bilmediği, tanımadığı Genç Parti diye ortaya çıkan siyasi bir hareketi hepsinin fevkine çıkardı! Sağda ve solda; ne kadar tanıdık bildik ve denenmiş parti varsa, hepsini birden sandığa gömdü! AK Parti yeni kurulan ve çoğunluğu ilk defa parlamentoya giren genç bir kadro ile Meclis'in 3'de 2'lik bölümünü elde etti. Neredeyse Anayasayı değiştirebilecek bir çoğunluktu bu. AK Parti iktidarı, alışılmış siyaset edebiyatı yapıp; devraldığı enkazın bahanesine sığınmadı. Büyük bir iştiyak, ihlas ve gayretle; ülkenin bütün meselelerine kararlıkla el attı. Daha iktidarlarının 6. ayında devasa adımlar atarak; senelerin ve onca iktidarların halledemediği meseleleri bir bir çözmeye başladı. Milletin belini kıran enflasyonun belini kırdı ve yıl sonu itibariyle yüzde 20 olarak hedefleniyor. Eksi olan kalkınma hızını yüzde 6'lara 7'lere çıkardı. IMF'ye olan ve 2004 senesinde ödenmesi gereken borçları 2006 senesine kadar yayarak ülkeye nefes aldırdı! Döviz kuru düşmesine rağmen, ihracatta rekorlar kırılıyor! Peş peşe 'Uyum Paketleri'ni çıkararak sessiz devrimi gerçekleştirdi ve; şimdiye kadar yalnızca lafı edilen AB'ye üyelik müzakerelerinin başlama tarihini kuvveden fiile çıkaracak adımları attı. Fikir ve ifade hürriyetinin önündeki bütün engelleri kaldırdı; bu cümleden olarak; solcuların bile sitayişle bahsetmek zorunda kaldıkları Basın Kanununu hazırladı. SSK'lıların önce hastane çilesini ardından da ilaç çilesini bitirdi. Hiçbir iktidarın el atamadığı Devlet İhale Kanunu'nu çıkardı. Nazar değmez ve bir aksilik olmazsa; bir, bilemediniz iki seneye kalmaz, Özallı yıllara geri döneceğiz!