Sağ, liderini arıyor

Sağda veya soldaki bütün parti liderlerine bakın, arkalarında ikinci adamları yoktur! Sistemin gereği, kayd-ı hayat şartıyla liderlik koltuklarını işgal ettiklerinden olacak, yerlerine asla alternatif düşünmezler. Böyle birini veya birilerini gördüklerinde de, derhal imha ederler! Ya, kendilerini küstürür istifa ettirirler, ya da listelere almayıp siyaseten bitirirler... Türk siyaseti bu yapısıyla kendini boğuyor. Sağ partilerin en büyük handikapı, genel başkanlara sahip olmalarına rağmen, liderden yoksun oluşlarıdır. Lider olmayınca iş, takım oyununa kalıyor. Oysa; genel başkanların takımları belli; kendi yağdanlıkları! Böyle bir kısır döngü içerisinde, ne siyasetçi yetişir, ne de memleket ve millet sevdalıları, siyasette yer bulabilir! Hangi parti olursa olsun, iktidarlar; başarısız ve sıradan kadroların elinde kalır. Bakınız; nasıl geldiği hâlâ tartışılan bir Kemal Derviş; en hayati kanunları, kısa sürede çıkardı. Oysa bu kanunlar, seneler senesi mevcut siyasilerin dillerine pelesenk olmuştu. Birisi olsun, cesaret edip de bunları çıkartamadı! Hemen hepsi, çamurun üzerinde siyaset yapmayı maharet saydı. Deniz bitince, üzerlerindeki bitli yorgan çekildi ve memleketin hangi taşını kaldırsanız altından yolsuzluk, talan ve vurgun çıktı. Siyasetçi-bürokrat-iş adamı şebekelerinin iki ayağına uzanabilen yargı, siyasetçiye ulaşamıyor! Ulaşmak istediğinde de kızılca kıyamet kopuyor! Millet, her şeyin farkında! Siyasilerin hesabını mahkemeler göremezse bile, bu hesabı millet görecek! Kirlilik ve yolsuzluk batağına saplanan siyasetçinin gözleri o denli kapalı ki, sandıkta yediği şamardan da ibret almıyor, alamıyor! Her birisi, küçük olsun benim olsun diyerek, siyaseti param parça ettiler! Şimdi; toparlanma ve yeniden yapılanma zamanı. Parti liderlerinin tükendiği, siyasetçinin milletin gözünden düştüğü bu anda mumla aranılan; birleşmeyi ve bütünleşmeyi temin edebilecek, kirliliği ve şaibesi olmayan karizmatik bir liderdir. Görünen o ki, milletvekilleri partilerini ve liderlerini aşmış, yeni arayışlara girmişlerdir. Bu puslu havada; her partide için için bir kaynama ve yeni arayışlar var. Önümüzdeki günler siyasi gelişmelere gebedir. Zira millet, iktidarından da muhalefetinden de memnun değildir! Aldatılmışlık duygusu içinde, yeni oluşumları gözlemektedir! Nereden gelirse gelsin ve hangi telkinle olursa olsun, yeter ki; Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu değiştirilebilsin! Dileyelim Kemal Derviş, ekonomiyi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarsın! Kurtarsın ki, bundan sonra nasılsa iş, siyasete gelecek! Bu gidişle siyasetin önünü açacak da Kemal Derviş'ten başkası değildir!