Önceleri Fransa Meclisi'nin sağında oturanlara sağcılar, solunda oturanlara, solcular denildi. Siyasette bu kavramların kullanılışı ilk defa böyle doğdu. Zaman geçtikçe bu kavramlar etrafında ideolojiler örüldü. Günümüze gelindiğinde ise, siyasi yelpazenin sağında ve solunda, sağ ve ve sol ideolojilerin her rengine rastlamak mümkündür. Sol, envai çeşit sosyalizmden komünizme kadar çok çeşitli ve kendi içinde bile tutarsız ve solla çelişkili ideolojileri içinde beslemektedir. Nasyonal sosyalizm gibi.. Sağ da aynı şekilde en baskıcı ve totaliter rejimlerden (faşizmden) en saf ve sade liberale değin her çeşit oluşuma imkan tanımıştır. Sağ da sol da artık bir yamalı bohçadır. Yahut her yanı ile bitlenmiş bir yorganı andırmaktadır. Kamil manada demokrasinin hakim olduğu ülkelerde hem sağda ve hem de solda her renkteki siyasi parti faaliyetine izin vardır. Bizdeki siyasi yapılanma Bizdeki siyasi yapılanmaya gelince; sağ ve sol kavramları üzerinde tam bir garabet yaşanır. Türkiye'deki sol ideologlar, Türkiye'deki solun gerçekte sağ siyaset olduğunu ileri sürerler ki, el hak doğrudur. Bugün bile bakınız; solda öyle partilerimiz vardır ki, dünyada benim diyen faşizan partiler bunların eline su dökemez! Mesela; ırka dayalı sol parti olur mu? Eğer o yerin adı Türkiye ise bal gibi olur! Bizim milletimiz sağ ve solu, askerlikteki sağa dön, sola dön olarak bellemişken; 60'lı yılların başında İsmet İnönü, CHP'yi ortanın solunda bir parti olarak ilan etti. Bu ilan, gerçekte eşyanın tabiatına aykırı idi. CHP'nin kuruluş felsefesi olarak sol bir parti olmasının imkan ve ihtimali olamazdı. Nitekim bugün bile en dayatmacı ve resmi ideolojiden yana tavırlarıyla bu sözümüzü ispat etmektedir. Aksine bizde sağda mütalaa edilen siyasi partiler, halktan yana politika geliştirmiş ve uygulamışlardır. Bizde sol, halkın özellikle fakir halkın yalnızca edebiyatını yapmış; başta işçiler olmak üzere halkın yoksul kesimini oluşturan köylüyü, dar gelirliyi ve varoş insanını olabildiğine istismar ederek sömürmüştür. "Ezilenlerin partisiyiz" ve "hakça bir düzen" derler; iktidarlarında ezilenin, yoksulun semtine bile uğramazlar, hakça düzeni ise yandaşlara peşkeş çekmek olan bu icraata geçirirler. Solculara göre halk bilmez Bunların hepsini ayniyle görüp yaşadık. Özellikle büyük şehirlerimizi (İstanbul, Ankara, İzmir) belediyelerini elinde bulunduran sol partiler memleketi kurutarak (taş üstüne taş koymadan) çekilip gitmişlerdir. Dünyadaki sol, halkların yanında, onunla birlikle, onun talep ve özlemlerine cevap verebilmek için politikalar üretir ve tatbik eder. Bizdeki sol ise, halkına tepeden bakar, halkının değer yargılarına sırtını döner, onlarla alay eder. Bizdeki solculara göre halk birşey bilmez; dolayısıyla ona sadece dayatılır... Bu kafayla sittin sene iktidara gelemiyorlar ve bunun sebebini merak ediyorlar! Halbuki sebep ortada; iktidarı halkın (milletin) dışında aramayacaksın! Milletin iktidarı olabilmek için de milletle bütünleşeceksin.