Samimiyet testi

A -
A +


Siyaset, gerçekten zor zenaattir sevgili okuyucularım. Siyasetten başka hiçbir meslek ve meşrep erbabının 24 saati milletin gözleri önünde cereyan etmez. Sınavların okul hayatımızdaki yeri ve önemi herkesçe bilinir; siyasetçi toplum önünde her an sınavdadır.
Siyaset, millet için yapılmasına karşın; ille de millet tarafından karşılığı verilecektir diye bir kaide yoktur. Hatta çoğu zaman; siyasetçinin onca gayretleri, millet tarafından görülüp değerlendirilmediği olur.
Siyasetçilerin en çok eleştirildikleri konu; dün söylediklerini bugün söylememeleri ve hatta tam tersini söyler olmalarıdır. Bu hale; Süleyman Demirel'in veciz bir cevabı vardır ama, o da tam manasıyla anlaşılamamıştır: 'Dün dündür; bugün bugündür!'
Ana muhalefet partisi CHP'ye bakın; iktidarı, çözüm konusunda samimi olmamakla eleştiriyor ve samimiyete davet ediyor! Ve devam ediyor; '... görüşmeler konusunda şeffaf olunmalı ve gelişmelerden muhalefet bilgilendirilmeli...'
Bu yaklaşımda, samimiyetin zerresi olabilir mi? İktidar partisi, 35 senedir hiçbir iktidarın göze alamadığı çözüm sürecini başlatıyor ve kelimenin tam anlamıyla ölüm-kalım riski alarak bu büyük işe girişiyor ve bunun adı samimiyetsizlik oluyor! Hoppala!..
Adamlar, parmaklarını değil, gövdelerini bütünüyle taşın altına koyuyorlar ve yeter ki barış gelsin; biz baldıran zehri içmeye razıyız diyorlar. Gereklerini de her türlü riski alarak yerine getirmenin gayreti içindeler ve hepsinden önemlisi; sergilenen bütün bu gayretler milletimiz tarafından tasvip ve teşvik görüyor. Biraz olsun; milletini seven ve millet adına siyaset yapan muhalefete düşen; bu tarihî sürece destek vermek değil midir?
Değil destek vermek; muhalefetin bu köstek hâli, samimiyetsizliğin dik alası değil de nedir?
Ayrıca; işin tabiatının gereği, görüşmelerin mümkün olduğunca gizli sürdürülmesi lazım. Muhalefeti, dolayısıyla milleti bilgilendir demenin; daha açık ifadesiyle, işi, başlamadan olumsuz yönde bitirmenin neresi samimiyettir? Demokrasilerde, elbette çözümün yeri Meclis'tir ama; iş, o aşamaya geldikten sonra; elbette her şey Meclis'te şekillenip sonuçlanacaktır.
Hem, dünyada bu işi ilk defa biz yapmıyoruz ki; oralarda da, görüşmeler gizlilik içinde yürütüldü; belirli ve olumlu bir noktaya gelindikten sonra iş, parlamentolara intikal ettirildi.
Diğer bir muhalefet partisi de Başbakanı, teröre karşı; eskiden olduğu gibi sert söylemlerde bulunmamakla suçluyor! Bu yaklaşım; asla üzüm yeme yaklaşımı değildir. Bugüne kadar hep bağcıyı dövdük de ne oldu?
Ayrıca; teröristlerin muhatap alınmasını içlerine sindiremediklerini söyleyen bir muhalefet anlayışı var ki; evlere şenlik! Hani, düz ovada siyasetti?! Konuşulmadan; yani muhatap alınmadan, kendiliğinden mi olacak, düz ovada siyaset?!
İlle de samimiyet aranacaksa; muhalefetin aynaya bakması gerekmiyor mu?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.