Irak'ın elinde bulundurduğu silahların dökümü için hazırlayıp BM'ye gönderdiği rapor, ABD'yi tatmin etmedi! Zaten edeceği de yoktu! ABD'nin niyeti ne yapıp edip; Orta-Doğu ve Orta-Asya petrollerine sahip olmaktır. Dünya üzerinde en kuvvetli olmak ve tek kalmak, bu gücü dolayısıyla bu niyeti kendisine veriyor! Bunu da zaten gizlemiyor; açık açık söylüyor. Yalnız, bütün bu niyetlerini gerçekleştirmek için bazı bahaneleri ileri sürmesi gerekiyor. Birinci Körfez Harekâtı ile birlikte 'Saddam' bahanesi, rezerv olarak gününü beklemekteydi! Afganistan'daki bahanesi Taliban'dı. Halbuki o Taliban'ı palazlandırıp iş başına getiren bizzat ABD ve onun gizili servisleri idi. Nitekim; Hâlâ peşinde olduğunu iddia ettiği Usame bin Ladin de eski bir CIA ajanıydı! ABD, önce bataklığı hazırlıyor; ardından o bataklığı temizlemek bahanesiyle girip oraya yerleşiyor! Birinci Körfez Harekâtı da Saddam'ın işini bitirmemesinin sebebi; konjonktürün uygun olmaması idi. Yani; o harekâtın sebebi, Irak'ı işgal ettiği Kuveyt'ten çıkarmaktı. O vakit bu yapıldı. Bunun yanında; o harekâtın bedeli, Körfez'deki bütün Arap ülkelerine fazlasıyla ödettirildi. 11 Eylül terörist (!) eylemi, ABD için tam bir dönüm noktası oldu! Zira; mağdur olarak büyük yıkıma prestij kaybına uğramıştı. Bunun telafisi ve dünya üzerinde yegane güç olduğunu izhar ve ispat için; kelimenin tam anlamıyla terörist avına çıktı! Nedense her terörist ABD'nin düşmanı olmuyordu; kendi yetiştirdikleri birinci sırayı alıyordu! Mesela; Saddam ile o vakitler Suriye'nin Başkanı olan Esad, kendi halklarına zulümde yarışıyorlardı. Esad, görmezlikten gelindi; çünkü onun petrolü yoktu! Türkiye, birinci harekatta olduğu gibi simdi yapılacak bir savaşta da iki arada bir derede kalmıştır! ABD'nin yanında savaşa girse bir türlü, girmese başka bir türlü! Ama; ne olursa olsun üsleri kullandırmak zorunda! Aksi halde; Saddam'la aynı safta kalarak ABD'yi karşımıza almış olacağız! Üsleri kullandırdığımız takdirde de; Saddam ve Irak bu durumu savaş sebebi sayacağını ilan etmiş olduğundan; ayrıca Kuzey Irak'takı Kürt oluşumunda ve buradaki Türkmenlerin durumunda Türkiye'nin masada söz sahibi olması için, ister istemez böyle bir savaşın içine doğru sürüklenmektedir! Zaten; ABD'nin dillendirdiği Irak harekâtı, Türkiye için; Şuyu'u vukuundan beter olmuştur! Devamlı olarak savaş rüzgarlarının estirildiği ülkemizde, taş üstüne taş konamamakta ve piyasalar bir türlü rayına oturamamaktadır. Bir ülke düşünün ki, aylar boyu her gün, savaşla yatıp savaşla kalkıyor! Ha bugün oldu, ha yarın olacak denen savaşın çığlıkları giderek artan bir ülkede düzen kurulup, istikrar sağlanabilir mi? Büyük ülkelerle dost ve müttefiklik, ayıyla yatağa girmeye benzediğinden, uyumamayı ve devamlı uyanık olmayı gerektiriyor! İyi de ne zamana kadar?!.