449 milletvekilinin 'evet' demesiyle seçim kararı alındı. DSP hariç, Meclis'teki bütün partilerin ittifakıyla alınan seçim kararı; 11 Eylül tarihinde siyasi partilerin milletvekili aday listelerinin açıklanmasıyla meydana gelebilecek 'küskünler' marifetiyle iptal edilebilir! Bu 'küskünler grubu' girişebilecekleri böyle bir harekette yanlarında blok halinde bir kısım siyasi partileri de bulabilirler! Çünkü; herkes biliyor ki, erken seçim kararı, MHP'nin emr-i vakisi ile hodri meydan demesi ve diğer partilerin de ister istemez bu karara iştiraki sonucunda alınabildi. Yine biliniyor ki; ANAP, SP ve YTP çeşitli sebeplerle erken seçime 'kerhen' evet dedi! Bunlara bir de, 'hayır' diyen DSP'yi ve oluşacak 'küskünleri' eklerseniz, seçimlerin ertelenmesi işten bile değildir. Bu partilerden SP, Necmettin Erbakan'ın cezasının biteceği Şubat 2003'ü beklemektedir! YTP, yeni kurulan bir parti olduğundan yurt genelinde henüz teşkilatlanamadı, dolayısıyla bu karar onlar için bir 'baskın' seçim özelliği taşıyor! ANAP'ın ise sandığa gömülme korkusu var! Partilerde bütün bu olumsuzluk ve endişeler varken alınan erken seçim kararının ardında ne var? Bu soruya cevap bulabilmek için, evvel emirde seçimden fellik fellik kaçan iktidar partilerinin, özellikle MHP'nin, aniden 3 Kasım tarihini telaffuz etmesinin altındaki gerçek sebebi bilmek lazım! Çünkü aynı iktidar partilerinin liderleri, bu ilandan bir hafta önce bir araya gelmiş ve seçimlerin 2004 Nisan'ında yapılması gerektiği hususunda ortak karar almışlar ve bu kararlarını millete deklare etmişlerdi! İşte, ne olduysa bu arada oldu; kapalı kapılar ardında MHP'siz ve Ecevit'siz yeni bir hükümetin kurulması gündeme geldi! Bu durumu; Kemal Derviş'in de bulunduğu liderler zirvesinde onun, Bülent Ecevit'e açıktan 'çekilin!' demesiyle farkeden MHP lideri, 3 Kasım tarihini ilan ederek su yüzüne çıkardı ve kelimenin tam anlamıyla oynanmak istenen oyunu bozdu! Zira Devlet Bahçeli, ta başından beri Ecevit'siz ve MHP'siz bir hükümete karşıydı! Ecevit, çekilmemekte direnince DSP tam ortasından ikiye bölündü ve erken seçim kararı dahil bilinen gelişmeler oldu! Erken seçimi samimi olarak isteyen partiler, kurulacak yeni hükümetle 2003'ün Nisan'ını hedeflemişlerdi. İşler bozulup ters gidince oyunun baş aktörü olan Kemal Derviş; 'solda birlik' arayışlarıyla biraz ayak sürüdü; bahanesini bulur bulmaz da arkadaşlarını yalnız bırakarak kapağı CHP'ye attı! Hangi gerekçe ile olursa olsun, bu saatten sonra iptal edilecek seçimlerden en büyük zararı, ülke insanı ve ülke ekonomisi görecektir. Bu ağır vebali hiçbir siyasi parti taşıyamaz! Ekonomi zaten bıçak sırtında gidiyor; daha fazla belirsizliğe asla tahammül edemez ve böylesi bir durum, yeni bir kriz demektir! Parlamento itibar arıyorsa verdiği sözde dursun! Aksi halde, millet bu işin faturasını çok ağır ödetir! Ne kadar kaçılırsa kaçılsın, neticede gidilecek yer milletin huzuru olduğuna göre; o huzura çıkmak için de, siyasi partilerimizde ve milletvekillerimizde 'yüz' olması gerekir!