Gazetemizin "ÇERÇEVE" sütununda, haftanın beş günü sizlerle buluşuyor; dilimizin döndüğünce, kalemin el verdiği ölçüde hasbihal ediyorduk. Malum; gazetecilik ve yazarlık çok sorumluluk isteyen bir görev... Her ne kadar Türkiye'mizde "sorumlu gazetecilik" örnekleri azalmışsa da; bunu yukarı çekmek herkesten önce bizlerin yani sorumluluk duygusu taşıyan gazetecilerin işi... Toplumun hemen her tarafı çürüyüp dökülürken, bu durumdan her kesimin nasibini alması tabii hatta kaçınılmazdır. Emniyet ve basın gibi, her an toplumla ve toplumun dert, problem ve sıkıntılarıyla iç içe ve yüz yüze olan meslek erbabına, daha çok işi düşüyor. Bu iki meslek mensuplarının çürümesi ve dökülmesinin toplumda açtığı yaraların tedavi ve telafisi çok zordur. Çünki bunlar, görevlerinin gereği olarak örnek konumundadırlar. Hele medyanın, baş döndüren süratle gelişen araç ve gereçleri ile toplumu bilgilendirmenin yanında kamuoyu oluşturması ve bunu kötü yönde (şahsi, siyasi veya ekonomik çıkarlar) kullanması durumunda halimizin ne olacağını düşünebiliyor muyuz? Bundan dolayıdır ki, her toplum temiz medyaya içtiği su kadar, teneffüs ettiği hava kadar muhtaçtır. İşte Türkiye gazetemiz yayın hayatına başladığı günden beri, bu sorumluluğu iliklerine kadar hisseden ve bu anlayış ve idrakle okuyucusuna "Huzur"u tattırmayı ilke edinen yegane gazetedir. Bu durumu, "patronun gazeteye yansıması" şeklinde özetleyebilirim. Zira, bizim patronumuz, daha açık ve doğru ifasediyle muhterem Enver Ören Ağabeyimiz her an pozitif enerji yayan bir şahsiyet... Tazelenerek devam etmek... En olumsuz şartlarda bile; inanan, güvenen, tevekkül eden ve bütün bunlardan dolayı da devamlı tebessüm eden; iyi ve güzel olması için çırpınan bir "deliyürek!" Gerçi yeni patronumuz sevgili Mücahid Ören Bey'dir. İhlas Medya (Türkiye Gazetesi-TGRT-İHA-İhlas Net-İhlas Dergi Grubu) dan sorumlu odur. Ta çocukluğundan beri birlikte mesai yaptığımız ve yakınen tanıma şerefine erdiğimiz sevgili Mücahid Ören Ağabey de o güzel insanın ve o müstesna babanın genlerini ve ahlakını aynen taşıyor. Yani "Huzur veren gazete" düsturu, sayın Mücahid Ören'in elinde daha gençleşip tazelenerek devam edecek. Gazetelerde Yazıişlerinin adı mutfaktır. Gazetenin harmanı orada yapılır, çatısı orada çatılır. Türkiye gazetemizin mutfağında 80'li ve 90'lı yıllarda çalışan bir kardeşiniz olarak, yabancısı olmadığım çok önemli bir göreve getirildim. Mesuliyetimin ağırlığını ve memuriyetimin gereğini biliyorum. Allah utandırmasın! Çalışmak bizden, başarılı kılmak Alllah'tandır. Yeni görevimdeki bu ilk "merhaba" yazımla sevgili okuyucularımıza arzetmek istediğim ve onlardan beklediğim bir-iki hususu vurgulamak istiyorum. Bunlardan birincisi; değerlerine inandığımız ve güvendiğimiz bir gazetede çalışmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Mutluyuz; çünkü bu değerler bizi biz yapan değerlerdir. Yine bundan dolayıdır ki; birçok devlet ve siyaset adamımız, üst düzey bürokratlarımızın gazetemize ve bu gazetemizin patronundan dağıtıcısına kadar her kademedeki çalışanlarına; "sizler ve Türkiye gazetesi ülkenin çimentosudur" sözlerine sık sık şahit olmuşumdur. Türkiye gazetesi, yarı yarıya dolu olan bardağın, gazetecilik gereği olarak yarısının boş olduğunu görür ama; yarısı boş demez dolu der! İnsanımız ve bu güzel ülkemiz her şeyden önce birliğe beraberliğe; bunun için de birbirini sevmeye muhtaç. Sevmek şöyle dursun; adeta birbirinin gözlerini oymak için alesta beklemedeyiz! Birbirine tahammülsüzlüğümüz hat safhada!... Hiç kimse halinden memnun değil!.. Her hal ve şartta şükretmesini bileceğiz ki, elimizdeki nimetler artsın... Sevgili okuyucularımızdan beklediğimiz ikinci husasa gelince: Biliyorsunuz bu gazete, vaktiyle milyonluk tirajlara erişmişti. Şu anda ise hiç de hak etmediği bir yerde bulunuyor? Her okuyucumuz, kendisinin dışında ayrıca bir yakınlarını, dost veya arkadaşlarını da abone yapabilirlerse ve bu işi çok önemseyip üzerine düşerlerse; harç için gerekli çimento tamam olacaktır. Bizler en güzel gazeteyi sunmanın; siz sevgili okuyucular da gazetesinden aldığı "Huzur"u yaymanın gayretinde olmamız gerekiyor! Huzurla kalın sevgili okuyucularımız!