Irak'a müteaddit defalar sınır ötesi harekâtta bulunduk. Bu durum bizim kendi ülkemizin güvenliği için en tabii hakkımızdır. Uluslararası antlaşmalar ve çeşitli BM kararları bu hakkı bize vermektedir. Hiçbir ülke durup dururken komşu bir ülkenin topraklarında böyle bir harekete girişmez; girişemez. Yani, bu denli bir girişim için mutlaka haklı bir gerekçe lazımdır. Bölücü örgütün silahlı eylem gücü olan PKK, tüm dünya ülkelerince terör örgütü addedilmektedir. PKK'nın, dünyadaki terör örgütlerinin içinde en acımasızı, en vahşi ve kan dökücüsü olduğunu bilmeyen yoktur. Zaten eylemleri ortadadır. Bu kanlı örgüt, uzunca bir süredir Irak sınırımızın hemen öbür yanında yuvalanmış haldedir. Militanlarını, orada eğitip yetiştirmekte ve üzerimize salmaktadır. Türk Genelkurmayı, Kuzey Irak'a askeri bir harekâtın gerekliliğini sürekli vurgulamaktadır. Hükümetimizin, başta ABD olmak üzere Irak'la yaptığı diplomatık girişimlerin hiç birisi gerekli neticeyi vermemiştir. Militanlar orada eğitiliyor Devamlı surette oyalandık. Terör örgütü ile mücadele konusunda, Türk ve ABD hükümetlerince oluşturulan ve başına karşılıklı olarak iki emekli generalin getirildiği oluşumdan da bir netice alınamadı. Oyalama sürdükçe, terör örgütü Türkiye içindeki eylemlerini artırdı. Bu durumda Türkiye'ye başka seçenek kalmamış oluyor. Tabii bu harekatın çok dikkatlice icrası gerekmektedir. Asla ABD askerlerine karşı ve hatta peşmergelere karşı da olmamalıdır. Sadece ve sadece PKK örgütü ve onun militanlarına karşı yürütülmelidir. Peki, seçimler öncesi böyle bir harekata girişilmeli midir? Kanaatimizce evet... AK Parti hükümeti, bu yönden çok eleştirilmektedir. Bizce bu eleştiriler haksızdır. Zira, hükümet olması gerekeni yapıyor; silahtan önce olması gereken her yolu deniyor. Ancak ondan sonra ve kaçınılmaz olarak askeri harekatı düşünüyor. Bir kısım yorumcular, böyle bir harekatın Türkiye için felaketler doğurabileceğini zira; böyle bir durumda Türk askeri ile ABD askerinin karşı karşıya geleceğini varsayıyorlar. Burada, dost ve müttefiğimiz olan ABD'ye cidden çok önemli iş düşmektedir. ABD, şimiye kadarki sürede yapılması gerekenlerden hiç birisini yapmadı. Hatta zaman zaman dostluğa sığmayacak söylem ve davranışlarda bulundu. Bizce bu eleştiriler haksızdır Belli ki, ABD'liler 2. Tezkere krizini bir türlü unutamıyorlar ve bunun için de ellerine geçirdikleri her türlü fırsatı, Türkiye aleyhine kullanmaktan kaçınmıyorlar! Böyle bir harekatın ABD'nin bilgisi dahilinde olması arzu edilen bir haldir. Ancak ABD'nin böyle bir harekata sıcak bakmadığı ve karşı olduğu zamanda ise, onlara haber vermeden yapılması elzemdir. Böyle bir durumda ise, ABD askerlerinin mehmetçiğin karşısına dikileceklerine pek ihtimal vermiyoruz. AK Parti hükümeti, aleyhindeki tezviratları çürütmek ve bölücü örgüte hak ettiği cezayı vermek adına bu harekatı tatbik mevkiine koymalıdır. Daha açık ifadesiyle askerin istediği izni, geciktirmeden vermelidir. Tabii bu izin ve bu işin icraı davulla zurnayla; cümle âleme ilan ederek yapılmaz. Bir şafak vakti, ansızın vukua gelecek bir olaydır. Hükümet, ordunun taleplerini karşılamıyormuş veya ordunun taleplerine kulaklarını tıkıyormuş gibi değerlendirmeler tam bir hezeyandır. Türk milleti, Ordu-Millet geleneğinin en güzel yansıması olup; bağrından çıkardığı Türk Silahlı Kuvvetleri de onun çelikleşmiş ifadesidir. Hiç kimse zorlama yorumlara kalkışmasın.