Şişirilmiş balon söndü

A -
A +

Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin, doğum yeri olan Tikrit'te ele geçirildi. Edinilen bilgilere göre; Saddam'ın korumasız ve silahsız olduğu ve kendisini gizleyebilmek için, bodrumda kazılı bir çukurda bulunduğu ifade edildi. Televizyon ekranlarından yansıyan ilk fotoğraflarına bakıldığında; saçı sakalı birbirine karışmış; bitmiş tükenmiş bir zavallıyı andırıyordu. Doğrusu, acziyet içindeki bu görüntüleri hiç kimse Saddam'a yakıştıramadı. İnsanlık adına ibretlik bir tablo; nereden nereye!.. Daha dün; Bağdat'ın sokaklarında olanca ihtişamıyla dolaşan ve yalnızca kendi ülkesine değil, bölgesine ve hatta dünyaya korku salan bu mağrur adam ne hale gelmişti! Hani nerede; iddia edilen, Saddam'ın yerin altındaki gizli mahzenleri? Bir nükleer savaşta bile saklanabilecek ve her türlü olumsuz şartlarda, avanesi ile beraber aylarca oralarda hayat sürebilecek ve oradan yerin üstünü idare edebilecekti?!. Evet, yerin altında bulundu ama, bulunduğu yer, kelimenin tam anlamıyla bir "in"! O inden Saddam diye çıkartılan da; pejmürde kılıklı bir zavallı! Saddam'ın o hali, tıpkı bizdeki, sur diplerinde yaşayan "mekansız"ları andırıyordu. Demek ki, Saddam şişirilmiş bir balondu. Onun, Irak iktidarına geldiği 1979 senesinden beri her hali; tavrı ve yaptıkları Batı'lı gözlemcilerin kontrolü altındaydı. Başta ABD olmak üzere Batı'lı ülkeler ona sınırlı sayıdaki ve güçteki silahları vererek İran'ın üzerine salmıştı. 8 sene süren bu savaşta, iki ülkenin de tüm kaynakları bu anlamsız savaşa harcandı. Her iki taraftan da on binlerce insan öldürüldü. Kedi-fare oyunu!.. Ardından biraz daha palazlandırılan Saddam, bu kez Kuveyt'e saldırtıldı! Niye girip niye çıktığı belli olmayan (!) Kuveyt herakatından sonra ABD ve en yakın müttefiki, Orta-Doğu'ya yerleşti. Saddam yayılmacılığı ve bunun korkusu etrafa salınarak, bütün, Körfez ülkelerinde ABD askeri üsleri kuruldu. Böylece yalnızca Irak değil, İsrail için tehdit teşkil eden İran ve Suriye de abluka altına alınmış oldu. Doğu'daki tehdit de Afganistan harekatıyla bitirilmişti. Artık iş; kedi ile farenin oyununa kalmıştı! Bu oyun da Irak harekâtıyla oynandı ve bilindiği şekliyle ABD ve İngiliz askerleri neredeyse ellerini kollarını sallayarak Irak'a girdi ve bütün ülkeyi bir çırpıda işgal ettiler. Savaşa gerekçe olarak ileri sürülen; Saddam'ın hiçbir nükleer, kimyasal ve biyolojik silahıyla karşılaşılmadan işgal gerçekleşti! Aradan 9 ay geçti... İşgale uğrayan her ülke gibi Irak'ta da yer yer direniş hareketleri görüldü. Gün geçtikçe bu direnişlerin arttığına şahit olduk. Irak'taki yerel ayaklanmalara, çeşitli ülkelerden radikal terör örgütleri de güç katınca; koca ülke bir baştan öbür başa adeta Filistin'e dönüştü. Hemen her gün meydana gelen patlamalarda onlarca insanın öldüğü Irak'ta huzur ve sükun bir türlü temin edilememektedir. Bunun için de elde kalan tek koz vardı; o da, Saddam'ı saklandığı "in"inden çıkarmaktı. Saddam'ı saklandığı çukurdan gün yüzüne çıkarmakla verilmek istenen mesaj gayet açıktır. Yani buna güvenip direniyorsanız boşuna yorulmayın! İşte; gördüğünüz gibi; Saddam'ın daha kendine hayrı yok! Bu denli pejmürde kılıklı bir zavallı için savaşmaya değer mi?! Şimdi merak edilen konu; tatbik mevkiine konulan bu stratejinin tutup tutmayacağıdır. Diğer bir ifade ile ne kadar tutacağıdır? Öyle ya; acaba, Irak'taki direniş hareketleri gerçekte Saddam'ın adına mı değil mi? Saddam adına ise mesele yok! ABD ve İngiltere'nin işi zor! Ya değilse ki, tahminler bu yönüyle ağır basmaktadır. O takdirde ise, ABD ve İngiltere'nin Irak'taki işi gerçekten zordur! Bu zorluğu onlar, aylar öncesinden elbette biliyorlardı. Bunu aşmak için de ellerinde yine elbette planları vardır. Saddam'ın ele geçirilişi bu planın sadece bir parçasıdır. Bu da sonuç vermediği takdirde müttefiklerin ne yapacakları, özellikle bölgede oynayacakları yeni roller merak ediliyor. Nitekim bu cümleden olarak ABD Başkanı Bush, Suriye'ye karşı derhal ekonomik ve siyasi ambargo yaptırımını imzaladı. Bu durum, bölgede yeni gerilimlere ve korkulduğu şekilde yeni sıcak çatışmalara yol açabilecek mi? Saddam'ın yakalanmasından ziyade, asıl bundan sonrası mühim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.