Sistem ve eğitim... -1-

A -
A +
Yanlış sistemi veya yanlış insanları istediğiniz kadar takviye edip güçlendirin ve hatta çoğaltabildiğiniz kadar çoğaltın; arzu ettiğiniz rahatı ve huzuru bulamazsınız ve bulamayacaksınız! Size bir tane akıllı ve zeki adam lazımsa; yüz tane geri zekâlıyı toplayıp bunlardan bir tane akıllı elde edemezsiniz.
İnsan yönetim sistemleri, tıpkı bir saatin çarkları gibi veya tıpkı bir rulman gibi mevzun, uyumlu ve birbirini ahenkle takip eden ve her biri gücünü hak ve adaletten alan kurallar bütünüdür.
Eğer siz, daha başlangıçta; saatin dişlilerini kırıp monte ile veya rulmanı, dağınık bilyelerle yerine (!) takıp işe koyulursanız yandı gülüm keten helva! Üstelik, bir de bu rezil işi, bizzat kendiniz değil, başkaları tasarlayıp elinize tutuşturmuşsa; zehir şırınga edilmiş ve size tatlı gelen elma şekerini ömürler boyu yalar durursunuz ve neticede cansız bedeninizin elinde sıkı sıkıya tutulmuş sapı kalır!
Aynı oyunu İngiliz (Batılı), maymun avlarken kullanır. Elindeki fındıkları maymuna gösterir ve onları yere yerleştirdiği; ağzı dar dibi genişçe kavanoza, kimyasalla beraber bırakır ve oradan uzaklaşır. Maymun, büyük bir iştah ve hevesle gelir, elini kavanoza sokar; fındıkları avuçlar. Kimyasaldan dolayı eli şişer ve bir türlü elini çıkaramaz. Avcı, yaklaşıp maymunu yakalar; küpü kırıp maymunun elini kurtarır (!) ama, fındıklar hâlâ, maymunun sıkılmış avucundadır!
Dünya üzerinde kıyamet kopmuş; Cihan İmparatorluğumuz paramparça edilmiş.. Dört bir yandan insanlar, asırlardır yaşadıkları toprakları bırakarak göç etmek zorunda bırakılmış.. Her biri, muhitten merkeze doğru gelerek Anadolu Yaylası'nı bilmem kaçıncı kez yeniden vatan edindi. Bir büyük imparatorluğun bakiyesi idi bunlar.
Dikkat ediniz; bunlardan hiçbirisi renklerinden ve ırklarından dolayı sürülmedi. Dillerinden dolayı da sürülmediler. Zira, her biri ayrı dilde ve rengârenkti. Düşmanın hedefini teşkil eden tek ortak noktaları dinleri idi; zira hepsi Müslümandı. Ve yine dikkat ediniz; Hristiyan Abaza, Çerkez, Gürcü, Arnavut, Laz vb. gibi toplumlardan hiç birisi Anadolu'ya gelmedi. Bunlardan yalnızca Müslümanları geldi.
Bunların hepsine, Müslüman oldukları için TÜRK deniyordu! Batılının gözünde Türk, Müslümandır ve; Müslüman Türk'tür! Nitekim, Üstad Necip Fazıl da, daha 70'li yıllarda Dil-Tarih'te verdiği konferansta; "Eğer, gaye Türklükse, bilmek lazımdır ki, Türk, Müslüman olduktan sonra Türk'tür!" demişti.
Demek ki, bu saatin çarklarının her biri değişik tip ve ebatta olabiliyor ama; hepsinin kurulumu ve bir bütün hâlinde ahenkle çalışması lazım. Bunun için de bir muharrik güce, bir elektriğe, bir ruha; hepsinin birlikte eriyecekleri bir potaya ihtiyaç var. İşte onun adı İslamiyet'tir!
Ve, işte biz bu ruhu, bu gücü kaybettik ve tıpkı bozuk bir saat gibi; günde sadece iki kez doğruyu gösterebiliyoruz!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.