AK Parti iktidarının ayakları yavaş yavaş yere basmaya başladı! Türkiye'de iktidara gelmenin ateşten gömlek giymekten farksız olduğunu; başta, mahut medya olmak üzere, belirli güç odakları tarafından başlatılan sistemli muhalefetle görüyor. Bu duruma hiç kimse hayret etmemeli! Çünkü; Türkiye'deki muhalefet geleneğinde yapılmak istenilenin 'öküzün altında buzağı aramak' olduğu cümlenin malumudur. Bundan dolayıdır ki, Türkiye'de iktidara gelenler, hangi ezici çoğunlukla gelirlerse gelsinler, bir türlü 'muktedir' olamamaktadırlar! Yine bundan dolayıdır ki, Türkiye'de iktidar olanların millete hizmet edebilmeleri için, yalnızca kendilerinin iyi niyetleri ve bu iyi niyet çerçevesindeki icraatları kafi değildir! Çeşitli ilim dallarında faaliyet göstermek isteyen kişiler, evvel emirde seçtikleri ilim dalında tahsil görmek ve bu dalda mütehassıs olmak zorundadırlar. Bu ilimlerin en çetini ve en maharet isteyeni ise, ilm-i siyasettir. Yani; insan ve toplum idaresi. İlm-i siyaseti bilmeyen; ne kadar iyi niyetli olursa olsun, çok kere kaş yapayım derken göz çıkarır! En son söylenmesi gerekeni veya hiç gerekmeyeni en başta söyler! Durduk yerde; bir kısım söylemleri veya icraatları ile fincancı katırlarını ürkütür! Ve; her şeyden önemlisi; bir iyilik (!) yapayım derken, binlerce kötülüğe sebebiyet verebilir! Muhalefete gelince; bu iş, bizde dünyanın en kolay zenaatıdır. Dolayısıyla, her önüne gelenin işidir! Çünkü, sorumsuzca yapılır ve sorumsuzluk hiçbir mükellefiyeti gerektirmez! En temel öğesi; 'çamur at izi kalsın' mantığıdır. Siyasetin tabiatı gereği; yeni siyasi iktidarla birlikte birilerinin krallıklarının sona ereceği, altlarındaki koltukların gideceği ve rahatlarının kaçacağı bilinen bir gerçektir. Yeni iktidarla birlikte, toplumun en hazımsız kesimleri bunlardır. Yalnızca bizde; bu tiplerin zihniyeti, 'benden sonrası tufan'dır! Bu zihniyet, işgal ettiği makamı, babasından kalan miras addeder ve üzerinde titrer! Saltanatını kaybetmemek için her yolu dener; ufunetini kusmakta en ufak bir beis görmez! İktidar, bütün bunları bilerek ve hesap ederek icra-i faaliyette bulunmak zorundadır. Bizdeki iktidarları millet seçiyor ama; muhalefet, millete rağmen yapılıyor! Yani, iktidardan çok millete karşı yapılıyor. Bunun tipik ispatı ise, bundan önceki iktidarlar dönemidir. O dönemde, mahut iktidarlar elinde millet, inim inim inlerken, her kafadan ve kesimden ayrı seslerin yükseldiği şimdiki muhalefet nerede idi?! Hayatlarından çok mu mutlulardı ki, sesleri çıkmıyordu? AK Parti iktidarı, dün bir bugün iki; henüz iki ayını bile doldurmamış ve daha işin başında iken, koparılan bu kızılca kıyamet neyin nesidir? Niyetin bozuk olduğu; AK Parti'nin söylem ve icraatlarıyla ağzıyla kuş tutsa bu kesimlere yaranamayacağı apaçık ortadadır! O halde iş yine iktidarın kendisine düşmekte; atacağı her adımda, alacağı her karar ve yapacağı her icraatta kılı kırk yarmak zorundadır!