Siyaset ısınacak!

A -
A +
Türkiye, durup dururken gerilmedi; yapılanların hepsi, büyük bir planın parçasıdır. Kurulduğu günden beri; dış dinamikler Türkiye için hep çok önemli olmuştur. Bu yüzden Türkiye'de iktidara gelenler; özellikle dış dengeleri, atacakları adımlarda hep hesap etmişlerdir. Öyle ki; yapacakları ihtilalleri bile dışarıya danışır; oradan 'okey' gelince işe girişilirdi. Zira; ihtilallerde harcanacak para bile yabancılardan tedarik edilirdi.
Bakınız; Türkiye, 1950'den beri IMF'den borç para alır. Her seferinde 20-30 milyon dolar arasında bir para alınırken; 80 İhtilali'nden üç ay önce alınan para ise, 1 milyar 250 milyon dolardır! Bu para ile 'İhtilal' finanse edilmiştir! Nitekim; 60 İhtilali'nde de memur maaşları; yine yabancı bir fonun Merkez Bankası'ndaki paralarından ödenebilmişti!
Başta İngilizler olmak üzere; Batılı güçlerin, Türkiye'ye olan telkin ve ikazlarının başında; İslam ülkeleri ile mesafeli durmamız gerekliliği idi. Merhum Adnan Menderes'in, 1959 yılında İslam ülkeleri ile, İstanbul Belediye Sarayı'nda gerçekleştirdiği toplantı başına bela olmuştur. Daha toplantı sürerken; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi hocaları cübbeleri ile yürüyerek; sokağın fitilini ateşlemişlerdir.
Belli ki, Türkiye'ye bir rol biçilmişti. Bu rolün dışına çıktığı zaman hizaya sokuluyordu!
Türkiye'ye bu rolü biçenler şöyle alışmıştı veya alıştırılmıştı: İçerideki milyonlar (bugün için 76 milyon) çalışacak, dışarıdaki beyefendiler ve onların içimizdeki bir avuç işbirlikçileri tüketecekti! 
Bakınız; AK Parti ve Tayyip Erdoğan iktidara geldiği gün; (2002 yılı) bu milletin tümünün vergilerinin toplamının yüzde 86'sı, dışarıya olan borcun yalnızca faizine gidiyordu. Tayyip Erdoğan iktidarları hummalı bir çalışma ile; IMF'nin borcunu sıfırladığı gibi; dışarıya ödenen toplam borcun faiz tutarı ise, yalnızca yüzde 16'dır. Yüzde 86 nire; yüzde 16 nire! Faiz lobisini arayanlara ithaf olunur! 
Mesafeli olunması gereken (!) İslam ülkeleri ile, tüm engeller kaldırılıp yakınlaşılmış; ticaret hacimleri, sürekli artırılarak; bu yakınlaşma pekiştirilmiştir. Türkiye'nin dünya üzerinde oluşturduğu her yeni pazar, Batılıların pastasının küçülmesine sebep olmuş; bu yüzden hop oturup hop kalkmaktadırlar! 
Yine belli ki; Tayyip Erdoğan, onların dişlerine göre çıkmadı; para veremiyorlar ki; emir versinler! İşte; bütün bunlardan dolayı, Türkiye'deki siyaseti ısıtmak ve yeni oluşumlara gitmek gerekiyordu. Her zaman olduğu gibi sokağı karıştırarak işe koyuldular! Şimdi sıra; her yolu denemeye geldi; yeni parti arayışları, yeni lider arayışları ve hatta AK Parti'yi bölme çabaları...
İç ve dış mahfiller; kapalı kapılar ardında toplantı üstüne toplantı düzenliyorlar..
Hesaplar böyle ama; çarşıya uyup uymadığını hep birlikte göreceğiz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.