Siyaset önce arınmalı

A -
A +

Sağda ve soldaki yeni oluşumlarla siyaset kendini arıyor! Kendini bulabilmesinin ve millet nezdindeki güveni yeniden kazanabilmesinin yegane şartı; siyasetin kirlilikten, siyasetçinin şaibeden kurtulmasıdır. Siyaset kurumunu kirleten ve siyasetçiyi istenmeyen kılan, yapısındaki bozukluktur. Hangi siyasetçi eliyle olursa olsun, yürürlükteki siyasi partiler ve seçim kanunları ile bu kirlilikten kurtulmanın imkan ve ihtimali yoktur. Mevcut sistemle siyasetçi, şahsiyetini müdrik olamıyor; kendinde olup milleti temsil edemiyor. Zira, A'dan Z'ye kadar her şeyiyle liderine endekslidir. Sistemin gereği, siyasetçiyi seçen milletten ziyade liderin bizzat kendisidir. Siyasetçinin geleceği de liderinin elinde olunca; sistem, parlamenter olmaktan çıkıyor, lider oligarşisine dönüşüyor. Böyle olunca da, 550 kişilik parlamentonun gücü, siyasi parti liderlerine geçiyor. Sıkı mı lidere karşı gelinsin; onun fikrine ve politikalarına uygun olmayan doğrular söylenebilsin?! Derhal hain damgasını yersiniz! Hele, bir de lidere karşı aday falan olmayı dillendirdiniz mi, dayak yemeniz kaçınılmaz olur! Hem de Meclis'in bahçesinde! Bizdeki sistemde vekiller, milletin değil liderlerinin vekilleridir. Görevleri de lider şakşakçılığı! Hangi vekil, liderine ne kadar yağ çeker ve yağdanlık yaparsa, siyasetteki yeri o kadar sağlam olur! Parti yöneticisi veya bakan olur! Sistem, millete sırtını dönmüş; millete hizmet yollarını tıkamıştır. Zira, devlet ve millet imkanları, iktidardaki parti lider veya liderlerinin keyfine terk edilmiştir! Siyasetçi, bu kirli yolda siyaset etmeyi neden maharet sayıyor dersiniz? Neden, bu yolun temizlenmesi için gerekli gayret gösterilmiyor? Bakınız; millete hizmeti yerinden ve süratli bir şekilde yapacak olan Yerel Yönetimler Kanunu, Meclis'ten çekildi! Bakınız; yolsuzlukları önleyecek İhale Kanunu, bir türlü Meclis'e sevkedilemiyor! Siyasetçi, şaibeli olmayı ve yolsuzluk yollarından yürümeyi çok mu seviyor? Sistem bu derseniz; bu sistemi değiştirecek de siyasetçi değil mi? Genel olarak siyasetçilerin bu yoldan memnun olmadıkları belli. Ne var ki, nimetleri elinde bulunduran ve onları yandaşlarına peşkeş çeken liderler, hayatlarından pek memnun olacaklar ki; şaibeli ve kirli yaşantıya evet ama, sistemin değişmesine hayır diyorlar! Neye güveniyorlar acaba? Millete mi, sisteme mi? Sisteme güvendikleri belli ki; onun üzerine titriyorlar! Nasıl olsa, dokunulmazlık zırhları var; sıkıştıklarında, onları parmakla aklayacak (!) kurşun askerler hazır bekliyor! O halde; sistemin aklanmasına ne gerek var?! Onlara göre elbette yok! Ama, onları da aşan birileri var artık! Her şeye rağmen değişim istiyorlar. Sağdaki yeni oluşumları ve beklentileri konu edinecektik, söz nerelere geldi? Olsun; böylelikle arayışın ve beklentinin sebepleri belli oldu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.