Siyaset ve siyasetçi

A -
A +

Yıpranma ve yıpratılma kelimeleri, son günlerin moda tabirleri oldu. Önüne gelen karşı tarafı; şu denli eylem ya da söylemlerinle falan kurum ve kuruluşları yıpratıyorsun, şeklinde suçluyor. Karşılıklı olarak medya da bundan nasibini alıyor. En basit ve evrensel hukuk kaidesine göre; işlenen suçların şahsiliği asıldır. Herhangi bir kurumda, birisi veya birileri suç işlerse; bu birisi veya birileri yargılanır. O kurum veya o kurumdaki diğer şahıslar, bu işlenen suçtan dolayı, hiçbir şekilde veya surette suçlanamazlar. Hal böyle iken, o kurumlardaki diğer şahıslar, kendileri ve kurumları hakkında neden tedirgin oluyorlar? Yıpratılıyoruz diye feryat ediyorlar? Bu ülkede siyasetçi ve siyaset kurumu kadar yıpratılan var mı? Neden onların sesleri çıkmıyor veya çıkamıyor? Çıkıyor da, belli medyada yer mi alamıyorlar? Bakınız; 22 Temmuzda, 2007 genel seçimlerinin üzerinden tam iki sene geçmiş oldu. Yani parlamentoyu ilk defa seçilip girenler, iki yıllık milletvekili oldular. En çok sattığını iddia eden gazeteler ve bunların köşe yazarları, bu durumu dillerine dolayarak, siyasetçiye vurmaya başladılar. Neymiş efendim, bugün (22 Temmuz) itibariyle milletvekillerimiz emekli oluyormuş. Oh; ne ala memleket! İki sene milletvekilliği yap, emekliliği hak et! Ondan sonra bir ömür boyu yan gel yat! Bu gazeteleri okuyan veya durumu bu şekilde dillendiren televizyonları dinleyen vatandaş da gerçeği böyle zannediyor ve siyasetçiye ister istemez diş biliyor. Halbuki gerçek hiç de böyle değildir. Bahsedilen emeklilik, daha önce başka kurumlarda çalışıp, sürelerini dolduran ve emekliliği hak edenler içindir. Yani bu kişiler, kanunun ön gördüğü sürede çalışıp primlerini ödemiş ve onca sene devlete vergilerini ödemişlerdir. Emekliliğine iki sene kalanlar ile emekliliği hak etmiş bulunanlar, iki sene sonunda milletvekili emeklisi oluyorlar. Ne var bunda? Bir de, sanki bu ülkede yalnız siyasetçilerin dokunulmazlıkları varmış gibi, birileri devamlı bu konuyu dillerine doluyor. Parlamento, yüzde 70'iyle yenilendi. Yüzlerce eski siyasetçi parlamento dışında kaldı. Ve, bunlardan hiçbirisinin dokunulmazlığı kalmadı. Peki, hangisi hakkında dava açıldı ve mahkumiyet verildi? Hiç. Görüyorsunuz değil mi sevgili okuyucularım; bir hiç uğruna kıyametler koparılıyor ve siyasetçi ve siyaset kurumu yıpratılıyor. Buna ise, hiç kimsenin sesi çıkmıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.