Siyaset yeni oluşumlara gebe!

A -
A +

Yapılmakta olan kamuoyu araştırmalarında, birisi hariç bütün partilerin barajın altında kalması; barajı aşan tek partinin de, oylarını kaybetme ve dolayısıyla erime sürecine girmesi, siyasette ister istemez yeni arayışları beraberinde getirdi. Dikkat edildiğinde; Özal sonrası Türk siyaseti çözülme, erime ve tükenme dönemini yaşadı. En sağından en soluna kadar, parti tefrik etmeksizin bütün siyasi partiler bu sürece girdiler. Hemen hepsi, çeşitli iktidarlarda denendiler. Maalesef hiçbirisi, kendisinden beklenileni veremedi ve milleti sükut-u hayale uğrattı. Hepsi de ufala ufala, yüzde 10'luk baraj etrafında mevzilendi. Bilindiği gibi, MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakanlığı elinin tersiyle iterek; şimdiki muhalefet partilerinin dinlenmesini istemiş ve bunu söylerken; yanına en yorgun parti olan ANAP'ı alarak, Ecevit'i ve partisi olan DSP'yi iktidara, dolayısıyla Başbakanlığa taşıdı. Millet, MHP'nin iktidarını istemişti; ama bu isteyiş, Milli Eğitimin ve Kültür Bakanlıklarının DSP'ye terkedilmesi şeklinde değildi! Öyle olmadı; MHP, yatırımcı bakanlıkları ve bir o kadar da şaibe ve söylentiye maruz kalmayı göze aldı! Şimdi; yine sayın Bahçeli'nin deyim ve tespitiyle; Parlamento'da yorgun olmayan siyasi parti yok! Öyle ki, şu anda iktidarda bulunan koalisyon partileri, kroşe yemiş gibi yere serildi ve hızla ümit olmaktan uzaklaştılar. Millet, uygulanan politikalarla öylesine perişan edilmişti ki, bu perişanlığı, ancak İnönü'nün İkinci Dünya Savaşı senelerinde yaşamıştı! Nedense; Özal sonrası gelen bütün iktidarlar, (Mesut Yılmaz'ın ANAP'ı dahil) adeta, Özal'dan ve Özal'ın politikalarından intikam almak için kuruldu! Şu anda, Türkiye ve Türk insanı öylesine bir sıkıntının içine sokulmuştur ki, eğer; Özal'ın uyandırıp canlandırdığı Anadolu sermayesi olmasa idi, ülke insanı çoktan sıfırı tüketmiş ve iflas bayrağını çekmişti! Bugün, can çekişen Türk ekonomisi, son nefesini vermemekte direniyorsa; Özal'ın meydana getirdiği ekonomik oluşumlar yüzündendir. Arada Özal devri olmasa idi, bugünkü bir yönetimle ülke, çoktan yokluklara, karaborsalara karışıp gitmişti! Milletin laflara karnı tok; o yaşadıklarını, çektiklerini; daha açık bir ifade ile, açlığını, işsizliğini ve ümitsizliğini biliyor! Bundan dolayı da, hiçbir siyasi oluşuma ümitle bakamıyor! Aldatılmış olduğunu görerek, hepsine kızıyor! Siyasette yeni arayışlara girerek liderini arıyor! Solda; Kemal Derviş mi, İsmail Cem mi; yoksa; tarihinde ilk defa Parlamentoya girememiş CHP ve onun lideri Deniz Baykal mı? Bilindiği gibi, CHP, devlet partisi olmanın bedelini ödedi! Şimdi, milletin partisi olabilecek mi? (Siyasetteki arayışlara yarınki yazımızla devam edeceğiz.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.