Siyasetin bin bir yüzü!

A -
A +

Hiçbir şey durduk yerde kendiliğinden olmuyor. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye Türkçe'mizde güzel söylem vardır. Geldiğimiz noktada yapılan kamuoyu yoklamalarında; oyunuzu hangi partiye vereceksiniz sorusuna verilen cevaplarda en büyük yekûnu, 'hiç birisine' ifadesi yer alıyor! Siyasetçiye olan bu derin güvensizliğin en büyük sebebi, amili ve saiki yine bizzat siyasetçinin ta kendisidir. Siyasetçi kendisine özgü bir sistem oluşturmuş ve o sistem, kendisine özgü siyasetçiyi doğurur olmuştur! Bu kısır döngü içerisinde cereyan eden siyasetin bin bir yüzü, orada rol alan siyasetçinin de bin bir yüzlü olma mecburiyeti vardır! Bu siyaset ve siyasetçi, er ya da geç yozlaşmaya, erozyona uğramaya ve neticesi itibariyle milletin nefretini kazanmaya mahkumdur. Bugün olan da budur. Dolayısıyla önümüzdeki seçim sonuçlarını etkileyecek oyların büyük bir yekûnu 'tepki oyları' olacaktır! Muhalefetsiz iktidar imkanını elde eden ve her seferinde 'uyum'u dillerinden düşürmeyen koalisyon ortakları, birden bire uyumsuzluğa düşüp, 3 Kasım'da erken seçim kararı almaya mecbur kaldı! Onlara kalsa idi, 2004 senesinin Nisan'ına kadar milletin ensesinde boza pişirmeye devam edeceklerdi! Erken seçim kararının alınmasında; Ecevit'in DSP'sinin dışındaki bütün partiler isteyerek veya istemeyerek evet dediler ama, bu kararın gerçek kahramanı sayın Kemal Derviş'tir! Kemal Derviş'i hükümetin 4. ortağı olarak gösteriyorlardı. 4. ve diğer üç partinin toplamından daha etkin en büyük ortağı dense yeri vardı! Güce bakın ki, kendi oyu olmamasına rağmen, 340 kişilik muhalefetsiz bir iktidarı, önce darmadağın ardından da erken seçime mecbur etmiştir! Yine güce bakın ki, Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir Başbakan, yardımcıları olan diğer koalisyon liderleri ile birlikte; uluslararası kuruluşlara, Bakanlar Kurulu'nda teknisyen sıfatıyla çalıştırdıkları bakan için resmi taahhütte bulunmamıştır! Böyle bir durumda, sayın Kemal Derviş'in kendisini Başbakan görmesi, değilse başbakanlığı aramasından daha tabii ne olabilir?! O da aynı şeyi yaptı ve böyle bir arayışa girdi. Başarır veya başaramaz, o, başka bir meseledir. Fakat bizdeki siyaset çarkının işleyişi budur! Elbette Sayın Kemal Derviş, bütün bunları yalnız başına yapmadı! Ona destek olan ve onu yönlendiren akıl hocalarının kimler olduklarını herkes biliyor! Yalnızca şu kadarını söyleyelim ki, bunlar; siyasetin dışında olmalarına rağmen, siyaseti şekillendiren, hükümetleri dizayn eden birkısım sermaye çevreleridir. Biz, bütün bunları milletin yaptığını ve seçimleri de o maksatla yaptığımızı zannediyoruz! İşte; benim ülkemdeki siyasetin bin bir yüzünden biri ve belki de en önemlisi; demokrasiyi babalarının çiftliği zannedip toplum mühendisliğine soyunan ve millete rağmen milleti hiçe sayan bu baskıcı zihniyet ve onun tuzu kuru erbabıdır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.