Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet Partisi'ni kapatmasıyla birlikte siyasi tansiyon da arttı. Mevcut siyasi kadrolar marifetiyle, zaten yerlerde sürünen siyaset karmaşık bir hal aldı. Siyasetteki bu istikrarsızlık, başta ekonomi olmak üzere her şeyi alt üst ediyor. Zira, ne hükümet güven veriyor, ne de darmadağınık edilen muhalefet! Meclis'te asıl gümbürtüyü bundan sonra seyretmek lazım! 113 tane bağımsız milletvekilinin bulunduğu bir Meclis'te hangi istikrarı bekleyebiliriz? Kapanma kararından önce, Fazilet Partili milletvekillerinin dillendirdiği sine-i millete dönme istekleri, iddia edildiği gibi, siyasi yasaklı eski lider Necmettin Erbakan'ın dayatması ile, bir siyasi manevra, daha açık bir ifade ile, bir şantaj değilse, erken genel seçim kaçınılmaz olacaktır. Partilerinin kapatılması ile, teşkilat sorumlulukları kalmayan bu kadar çok sayıdaki bağımsız milletvekilinden bu yönde bir karar beklemek, sürpriz olmasa gerektir. Fazilet Partisi'nin içindeki çok sayıda milletvekilinin 'Erdemliler' hareketine katılacağı da düşünülürse; bunların, bir erken genel seçimi zorlayacakları aşikârdır. Çünkü; artık parti disiplininden uzak kalan bu kadar çok sayıdaki milletvekilinin, bağımsız kalmalarıyla birlikte, çok rahat hareket edecekleri görülecektir. Nasıl olsa, her birisi iki seneyi aşkın bir süredir milletvekilidir ve emekliliği garanti etmişlerdir. Sırtlarında da yumurta küfesi olmadığına göre, rahat hareket etmelerinden daha tabii ne olabilir? Ecevit, seçimin lafının bile edilmesinin son derece sakıncalı olduğunu söylüyor ki, yerden göğe kadar haklıdır! Zira, mevcut iktidar partilerinin, yapılacak ilk seçimle birlikte silinecekleri gün gibi ortadadır. Üst üste krizlere maruz bırakılan ve açlığa mahkum edilen milletten, mevcut siyasi partilere oy çıkacağını vehmetmek ham hayaldir. Bu durumu en iyi kendileri bilmektedir. Müteaddit defalar yaptırdıkları kamuoyu araştırmaları ortadadır. Millet, öylesine canından bezdirilmiştir ki, bunlar gitsin de kim gelirse gelsin demektedir! İktidarı ve muhalefetiyle Parlamento el ele verip, Anayasa'da gerekli değişiklikleri yapmadı ve Yüksek Mahkeme'yi bu yönde bir karar almaya adeta zorladı. Göreceksiniz; herkes suçu birbirinin üzerine atmaya çalışacak! Halbuki, her birisi aynı derecede sorumlu ve suçludur. Zaten ne çekiyorsak, burnunun ucunu göremeyen siyasetçiden çekmiyor muyuz? İş, yine millete düşüyor. Yanılıp seçtiklerinin yapamadıklarını, yanılmadan seçeceklerine yaptıracaktır! Mevcut siyasilerden ümidini tamamen yitiren millet, yeni arayışlara, çoktan girdi bile! Yeni bir krizin olacağı, doların 1.5-2 milyon seviyesine çıkacağından da millet endişe etmiyor artık! Ölümden öteye köy yoktur düşüncesiyle, bundan kötüsü olmaz diyor! Her gecenin, elbette bir sabahı olacaktır; bekleyelim görelim!