Siyasette yeni bir soluk: Ak Parti

A -
A +

Son zamanlarda yapılan bütün kamuoyu araştırmaları, Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki yeni oluşuma şans tanıyor. Beklenen yeni oluşum da nihayet gerçekleşti ve Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, siyasetteki yerini aldı. Türk siyaseti ve milletimiz için hayırlı olsun. Recep Tayyip Erdoğan'ı 12 yaşından beri tanıyorum. Onunla, ortaokul ve lise sıralarını birlikte okuduk. (İstanbul İmam-Hatip Okulu) Daha sonra o, Ticari İlimler okudu ve profesyonel futbol oynadı. Gençliğinden beri ticaret ve politika yaptı. Çok genç yaşlarında, Milli Görüş çizgisindeki partilerin teşkilatlarında çalıştı ve İstanbul gibi en büyük şehrimizin İl Başkanlığı görevini senelerce yürüttü. Çalışkandı ve teşkilatçı idi. Mahalli seçimlerde İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı oldu; buradaki performansı partisini iktidara taşıdı. Belediye Başkanı iken, Siirt ilinde o meşhur şiiri okudu; yargılanıp cezaya çarptırıldı. 3.5 ay Saray Ceza ve Tutukevi'nde yatıp çıktı. O gün bugündür, Türkiye'nin dört bir köşesini dolaşarak nabız tuttu; siyasi yasaklılığının kalkmasını bekledi. Milli Görüş'ün kurucusu Necmettin Erbakan ve sonradan kendilerine 'gelenekçiler' denen grupla, daha belediye başkanı iken yolları ayrılmıştı. Yakın çevresi bu durumu biliyor, ama; partinin bütünlüğüne bir zarar vermesin diye su yüzüne çıkarılmıyordu. Gelenekçi kanadın siyaset yapmaktaki yanlışlıkları; defalarca Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmaları, Recep Tayyip ve onun gibi düşünenleri haklı çıkardı. Yozlaşan siyasetle birlikte yıldızı parlayan Tayyip Erdoğan'a olan büyük teveccühü hazmedemeyen çevreler, onu karalama kampanyası başlattı. 'Bu değirmenin suyu nereden geliyor' denilerek; 'Tayyip Erdoğan'ın 1 milyar doları var!' iddiaları ileri sürüldü. Bu durumlar Türk siyasetinde olağan şeylerdi; çünkü, Türkiye'de bükülemeyen bilek öpülmez, akla hayale gelmedik karalamalar ve çamur atmalarla iş halledilmeye çalışılır. Dikkat ederseniz, hareket daha açıklanmadan önü kesilmeye çalışıldı. Bu durum, hareketin büyüklüğünü ve rakiplerine saldığı korkunun derecesini göstermektedir. Demokrasiyi ne kadar hazmettiğimiz ortada işte! Daha, doğmadan hareketi boğmak, kendilerini hem savcı, hem hakim konumunda görüp, istemediklerini yargısız infaza tabi tutmak; sicili ve cibilliyeti belli siyasetçi ve onların tetikçilerinin devamlı yaptıkları ve alışageldikleri işlerdi. Maalesef, Türkiye'deki siyasetin gerçeği budur. Dolayısıyla Türkiye'de siyasete soyunanlara, bu iğrenç oyunların oynanması; onlara göre siyasetin cilvesi, gerçekte ise; sadece bize mahsus siyasetin yüzkarası halidir. Tayyip Erdoğan siyasete yeni girmedi ama, demek ki, rakipleri için tehlike olmaya yeni başladı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.