Siyasi istikrar

A -
A +

Siyasi istikrar olmayınca hiçbir şey olmuyor. Her şey, bu tılsımlı söze, yani siyasi istikrara bağlı. Ülke olarak, merhum Özal'dan sonra siyasi istikrarımızı kaybettik ve kelimenin tam anlamıyla "Fetret Devri"ni yaşadık. Koalisyon hükümetlerinin birinin gelip diğerinin gittiği "Fetret Devri"nde devlet ve millet adına taş üstüne taş konamamıştır. Türkiye'mizin yığınla meselesi devasa hâl almış ve altından kalkılamaz şekle bürünmüştü. Halbuki, toplumumuz Özal'la birlikte atılım yapmış ve dış dünyaya açılmıştı. Dünyanın her yanına uçmakta olan her uçakta, eli çantalı genç genç Türk müteşebbislerini görürdünüz. Öyle ki; Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine yapılan yatırım, Anadolu'dakinden daha fazla olmaktaydı. Ama, Özal'dan sonra iktidara gelen Süleyman Demirel-Erdal İnönü hükümeti, âdeta Özal'dan ve Özal devrindeki icraatlardan intikam alırcasına ülkeyi yönetmeye kalkıştılar. Özal'ın onca zahmetle 58/60 yaşına çıkardığı emeklilik yaşını Süleyman Demirel yeniden 40'a indirdi! Böyle yapmakla, sosyal güvenlik sisteminde öylesine bir yara açılmış oldu ki; bundan böyle gelecek hiçbir iktidarın iflah olması ve ülkeyi rahat yönetebilmesi mümkün olmayacaktı. Nitekim olmadı da... Şimdi, sorarım size sevgili okuyucularım; bir ülkeyi batırmanın ne yararı vardır? Böyle yapmakla bu ülke batırılmış olmadı mı? Ekonomik yönden batan bir ülke, mecburen başka ülkelere avuç açacaktır. Avuç açıp para alan, ister istemez talimat da alacaktır! Onca sene sonra kavuştuğumuz siyasi istikrarımız tekrar elimizden alınmak isteniyor! Dikkat ediniz; bu ülkede taş üstüne taş ancak tek başına iktidar olunan hükümetler döneminde konulabiliyor. Milletimizin engin sağduyusu ile tek başına iktidara taşıdığı AK Parti hükümetleri sayesinde ülke insanımız derinden bir nefes almış ve merhum Özal'ın bıraktığı yerden atılımına yeniden girişmişti. Sıfırdan alınan ekonomi rayına oturtulmuş; ekonomik göstergeler, onca sene sonra insanımızın yüzünü güldürür hale gelmişti ki, mahut "el" yeniden sahne almıştır! Mahut "el" çeşitli entrikalar çevirerek toplumu ayrıştırmaya heves etmektedir. Onlar ve biz diyerek toplumumuzun arasına nifak tohumları ekiyorlar! 80 öncesi bu oyunun onca çeşidini denemiş ve maalesef netice de almışlardı. Onca acı tecrübeden sonra hem halkımız ve hem de siyasilerimiz gerekli dersleri aldı. Ama, neylersiniz ki; siyasi ihtiras çoğu kez gözleri kör, kulakları sağır ediyor! Ne diyelim; Allah, akıl fikir, iz'an versin!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.