Sizi gidi çifte standartçılar!

A -
A +
Başbakan Tayyip Erdoğan da tıpkı merhum Özal gibi; gündem belirlemeyi büyük bir maharetle sürdürüyor. Belli ki, bunu vazgeçemeyeceği bir iş edinmiş. Daha doğrusu; siyasetin gereği bilmiş. Merhum Özal da, özellikle yurt dışına çıkacağı zamanlarda ortaya bir laf atar; gelinceye kadar ve hatta geldikten sonra da toplum; yazarı-çizeri ile o konu ile meşgul olur, ta ki, yine o konuya kendisi son noktayı koyuncaya veya yeni bir tartışma konusu ortaya atıncaya kadar...
Bu cümleden olarak Başbakan; üniversite öğrencilerinin kızlı-erkekli kalıp barındıkları yerlerle ilgili olarak; birçok şikâyet aldıklarını ve gerekirse bu yerlere bir düzenleme getirilebileceğini açıkladı. Bunu söylerken; öğrenci apart evlerine ve özel yurtlarına vurgu yaptı.
Vay! Kendisine demokrat diyen bir başbakan bunu nasıl söylermiş! Bu hâl, özel hayata müdahalenin ta kendisidir ve kanunlara ve anayasaya ve hepsinden önemlisi; kişi hak ve hürriyetlerine ve Avrupa İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine aykırıdır.
Yalnızca muhalif kalem erbabı değil, iktidarı destekleyen kalemler de; at kaçtı, torba düştü kabilinden yeri göğü inlettiler!
Aynı Başbakan'ın, daha dün dillendirip gündeme aldığı 'Demokrasi Paketi' içindeki; 'özel hayata müdahalenin yasaklanması'na dair teşebbüsü görmezlikten gelindi. Muhalif ve muvafık(!)lardan hiçbirisi; 'Ey Başbakan! Bir yandan, özel hayata müdahaleye üç yıl hapis cezası istiyorsun, diğer yandan da; hane masuniyetini ihlal ederek hem yasal ve hem de anayasal suç işliyorsun! Bu ne perhiz, bu ne turşu!' demedi. Yahut demek istemedi!
Olaya Kılıçdaroğlu gözlüğü ile baktılar. O Kılıçdaroğlu ki, Başbakan'ı; Dolmabahçe'de oturup, Kadıköy'den gelen vapurdan inenleri 'dikizlemek'le suçlamıştı! Kişi, kişinin aynasıdır(!) diye boşuna dememişler. Neyse; mahkemeye intikal eden bu konuyu yargıçlar ayıklayacak.
Belli ki, bu toplumda hemen herkesin kafasında belli şablonlar var. Herkes, kafasındaki bu şablonlara göre şartlanmış ve onlara göre konuşuyor.
Kerametleri kendilerinden menkul bu çifte standartçılara sormak gerekmez mi?  Ayol! Asıl cumhuriyet tarihi boyunca özel hayatlara zorla, baskıyla ve kanunla müdahale edilip; binlerce hayatların karartıldığında nerede idiniz? Şimdilerde içeri bir türlü girmeyen o diller nerede idi?!
'İkna odaları'nda zorla başlarını açtırdığınız üniversiteli kızların hayatı, sizce özel hayat değil miydi? O zaman, ne olmuştu da susuyordunuz; şimdi utanmadan, dilinizi papuç misali çıkarıp; 'Şeriat geliyor!' diye yırtınıyorsunuz?!.
Siz değil misiniz; dindarın, gayr-i müslimin, Alevi'nin, Kürt'ün vb. hayatlarını dizayn gerekçesiyle altüst eden? Askerî lojmanlara başörtülü kadınları sokmayan; törene gelen başörtülü şehit anasının başını zorla ve hakaretle açtıran; askerî lojmanların içine girip tecessüste bulunan sizler değil misiniz?!
Sizin özel hayatlara müdahaleniz ve onları karartmanız; ciltler dolusu tarihte kara sayfalar olarak yer almaktadır ve utanç vermektedir. Bütün bunlara karşı susacak; bunlarla mücadele eden bir Başbakan'ı suçlayacaksınız öyle mi?
Gerçekten, yalan üretmeye çabalıyorsunuz ama, nafile!..
Zira; eski çamlar çoktaan bardak oldu!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.