Suriye çıkmazı

A -
A +

Suriye'de ayaklanmalar 15 ayını -geride 15 bin ölü bırakarak- doldurdu. Beşar Esad, babasının (Hafız Esad) oğlu olduğunu gösterdi. Hem kan dökmedeki gaddarlıkta ve hem de tilki kurnazlığında. Annan Planı'na şüphe ile yaklaşanlar haklı çıktı; zira, Esad bununla zaman kazandı ve kirli oyununu devam ettirdi; el an da devam ettiriyor. Suriye'de bulunan 300 BM gözlemcisinin varlığı bir şey ifade etmiyor. Zira onların gözleri önünde katliamlar sürdürülüyor. Elbette Suriye'de çözümün yegane şartı; Esad'sız ve Ba'assız olma keyfiyetidir. Bu durumu, yeni seçilen Fransa Cumhurbaşkanı ülkesini ziyaret eden Rusya Devlet Başkanı Putin'e söylemesine rağmen onu ikna edemedi ve Rusya Suriye rejiminin arkasında durduğunu bir kere daha gösterdi. Rusya'nın ve Çin'in; Suriye rejiminin yanında yer alan tavırları BM'nin elini kolunu bağlıyor! Dökülen bunca kandan sonra; Esad'ın o kan gölünün üstünde oturmasının imkân ve ihtimali kalmamıştır. Esad, oyunda inkıtaları oynuyor ve ne kadar uzatabilirse kâr zannediyor. Türkiye malum; kendi eliyle ve Esad'la birlikte Suriye'de 'Arap Baharı' başlatmak istedi ve bu uğurda çok yoğun bir gayret sarf etti ama, muvaffak olamadı ve bilindiği üzere, geçen ağustostan itibaren Suriye ile bütün ipler koptu. Suriye, tıpkı Bosna gibi; dünyanın gözleri önünde oluk oluk masum insan kanı akıyor ve bütün insanlık derin bir aymazlık ve umursamazlık içinde seyrediyor!.. Esad karşıtı muhalefetin sorunu; derli toplu olamayışları ve her kafadan ayrı bir sesin çıkmasıdır. Bu da rejimin işine geliyor; paramparça olan muhalefeti parçalayarak yoluna devam ediyor! Suriye'de en büyük korku bir mezhep çatışması çıkması ve bundan da vahimi; bu durumun bölgeye yayılmasıdır. Zira, başta İran olmak üzere bölgedeki Şii yönetim ve topluluklar, ufak bir kıvılcımın çıkmasını bekliyor! Suriye gibi bölgesel sorunlarda Türkiye'nin tek başına politika belirleyip yürütmesinin zorluğu ortadadır. Mutlaka; başta Arap ülkeleri olmak üzere Avrupa ve ABD ile ortak hareket etmek zorundadır. Bugün itibariyle ABD kendi seçimlerini düşünüyor ve olayı uzaktan seyretmekle yetiniyor! Hatta İstanbul'a gelen ABD eski başkanı Clinton; 'Şu an bizim için en önemli konu, İsrail'in İran'a vurup vurmayacağı konusudur!' diyerek; Suriye'yi umursamadıklarının altını çiziyordu! Dünya kamuoyunda bu aymazlık ve vurdumduymazlık sürdüğü müddetçe, Suriye çıkmazında görünen o ki, daha çok masum kanı dökülmeye devam edecek!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.