Son 12 seneyi koalisyonlarla geçirdik. Nasıl yaşadığımızı ise, bir Allah bir de biz biliriz! Bu yaşantının sonucu nihayet sandığa yansıdı ve, uzun bir zamandan sonra ilk defa tek başına iktidara kavuştuk. Milletin yapacak başka seçeneği yoktu; zira AK Parti'nin dışındaki bütün partiler, bu geçen zaman içinde çeşitli ortaklıklarda iktidarlarda bulunup denenmişlerdi. Ve, istisnasız millet hepsinden çok çekmişti! Neticede, biraz geç de olsa; bütün bu denediklerine millet, çoktan hak etmiş oldukları bedeli ödetti ve hemen hepsini Meclis dışına itti! Daha hükümet kurulmadan ve Bakanlar Kurulu belli olup iş başı yapmadan, piyasalardaki rahatlamayı görüyorsunuz! Milletin üzerinden adeta bir kâbus kalkmış gibi!.. Herkesin yüzünde tebessüm; merhum Özal'ın dönemindeki 'güven' ortamına hızla giriliyor. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisi ile birlikte oyların yüzde 34, 29'unu almasına rağmen, tamamen silinip giden eski siyasetçilerin bir ayıbı olarak, partisi tek başına iktidarda ama kendisi Meclis dışında bulunuyor! Tayyip Erdoğan, bu arada milletten aldığı emaneti, hak sahipliği örneğini vererek gecesini gündüzüne katarak çalışıyor. Yaklaşan 12 Aralık dolayısıyla, AB üyeliğine gün alabilmemiz için bir dizi dış seyahat düzenliyor. Bunlardan ilkini İtalya'ya yaptı. Özellik Avrupa, ABD ve hemen bütün dış alem, Tayyip Erdoğan'ın aldığı oy oranına bakarak onu, çok yakın bir geleceğin Başbakan'ı olarak görüyorlar ve peş peşe ülkelerine davet ediyorlar. Ona, uzun seneler Türkiye'yi tek başına yönetecek lider olarak bakıyor ve onu bu gözle tanımaya, onunla dostluk kurmaya çalışıyorlar! Ama gelin görün ki; Tayyip Erdoğan'ın dışarıya verdiği bu imajı, içeride pek anlaşılamamışa benziyor! Yüzde 1 küsur oyla Başbakanlık koltuğunda oturmayı içine sindirebilen Bülent Ecevit, Tayyip Erdoğan'ın bu gezilerini içine sindiremediğini vurgulayarak; ne sıfatla bunları yapıyor diyor! Demek ki, hâlâ sandıktan çıkan sonucu gerektiği gibi algılayamamış! Adama sormazlar mı; aftan zamlara ve aşırı vergilerden olmadık ekonomik krizlere kadar her türlü olumsuzluğu içine sindiremeyerek gerçekleştiren sen değil misin? Bunu da içine sindiremeye sindiremeye sindireceksin demektir! Politikayla aktif olarak ilgilenmeyen birkaç iş adamı kendi aralarında konuşuyorlar: -Bülent Ecevit'in her televizyonlara çıkışında; attığı adımların (adımcıkların) her birinde Borsa 1 puan düşüyor, döviz 1 puan artıyordu! Nihayet genç ve dinamik bir Başbakan'a (!) kavuştuk! Ecevit dahil, eski liderlerimiz yabancı devlet adamlarının yanında süklüm püklüm otururdu! Tayyip Erdoğan'ı gördünüz mü; İtalyan Başbakan'ı ayak ayak üstüne atınca, bizimki, o uzun boyuyla nasıl atılacağını bir güzel gösterdi!