Tehlikenin gözünün içine bakmak...

Türklerin meşhur bir sözü vardır: "Tehlikenin gözünün içine bakmak, zafer için şarttır." Meselelerden kaçmak yerine, üstüne üstüne gitmekten gayri çare yoktur. Nitekim, dünkü makalemizde belirttiğimiz gibi; küllendikçe, meseleler dağ misali büyüyor ve altından kalkılması zorlaşıyor. Hâlâ daha tutturmuş Obama'nın ne dediğini veya demediğini tartışıyoruz. Obama'yı biz, 24 Nisan 2009 da mı tanıdık? Obama'nın Ermeni konusundaki görüşü belli değil mi? Seçimler öncesi, bu durumu defaatla dillendirmedi mi? O zaman, 24 Nisanda yapacağı konuşmayı neden merak ettik? O konuşmada "soykırım" demedi de ne oldu? Aynı manaya gelebilecek "büyük felaket" sözünü kullandı. Gerçekleri olduğu gibi görmek istemeyen bir yapımız var. ABD'nin 50 eyaletinden 42'si "Ermeni soykırımı"nı tanımıştır. Velev ki, Obama da bunu bu şekilde dillendirmiş olsa idi, ne değişirdi? Nitekim, Başkan Reagan zamanında (1981) bu durum, bu şekilde dillendirildi. ABD'deki ve dünyanın muhtelif devletlerindeki bütün bu olumsuzluklar ortada. Peki, bütün bunlara karşı, biz, bugüne kadar ne yapabildik? Sorunu inkar etmekle ve Türk-Ermeni-Azeri münasebetlerini arzu edilen seviyeye çıkarmamakla ne kazandık? Yahut, bu konu bizim arzuladığımız şekilde algılanıp çözümlendi mi? Biz, önce Ermenilerin başlattığı ve sonra da Türklerin (Kürtlerin) mukabelede bulunduğu, karşılıklı bir mukatele olduğunu söylüyoruz. Bunun ispatı için de, karşılıklı olarak arşivlerimizi açalım ve işi tarihçilere-bilim adamlarına bırakalım diyoruz. Sırf bu hususu dillendirebilmemiz için bile, karşılıklı konuşmaya (diyaloğa) ihtiyacımız var. Türkiye'mizde iktidar partisi iyi niyetle bir şeyler yapmak istiyor. Muhalefet ise, demediğini bırakmıyor. Türkiye'de, Azerbaycan'ı gözardı edebilecek bir iktidar olabilir mi? Üstelik mevcut iktidar, en ziyade Azerbaycan dostudur. Dağlık Karabağ meselesi, Azerbaycan lehine halledilmediği müddetçe, elbette Türkiye, Ermenistan sınırını açmaz. Türkiye'mizin işinin zorluğunu görüyor musunuz? Bir yandan -başta ABD ve Ermenistan olmak üzere- bütün dünyaya derdini anlatacak, diğer yandan da dost ve kardeş ülke Azerbaycan'a; senin başına Karabağ gailesini Rusya açtı, daha ne diye ona gidip çare arıyorsun; diyecek!