Terör... (2)

A -
A +

Şu anki dünya, 1789 senesinde, Fransız İhtilali ile meydana gelen ve bu ihtilal etrafında cereyan eden fikirler manzumesine göre şekillenmiştir. Devletler, milliyetçilik temelleri üzerine kurulmuş; hak ve hukuk konusunda ise: 'hak verilmez, alınır!' ilkesiyle, birbirinin kemiğine musallat olan insanlar, karşı karşıya getirilmiştir! İnsanın kendi kurtuluşu için bulup vazettiği kanunlar, insanlığın kurtuluşuna yetebilmiş midir? Ayrıca; bu kanunlar, herkese eşit şekilde uygulama alanı bulabilmiş midir? Hak güçlünündür; çoğunluk kime hak veriyorsa, o haklıdır felsefesi ile şekillenmiş toplumlar terörden kurtulabilir mi? Hele; terörizmi terörle yok etmeye kalkışmak; kanı kanla temizlemek anlayışından öte bir mana ifade eder mi? Burada, masumiyetin ne ve masumun kim olduğu sualine muhatap oluyoruz. Yani, insanlar durduk yerde mi terörist oluyorlar? Onları bu menfur eyleme iten saikler nelerdir? Dünyadaki bu günkü devlet yapılanması içinde, anılan devletlerin yürürlükteki kanunları, kendi meşruiyetlerini sergiliyor! Güç ve otoritesi ile bunu sağlamaya çalışıyor. Peki; bütün devletler ve onların kanunları, gerçekte meşru mudur? Bana veya bize göre hukuk anlayışı olabilir mi? Hukukun evrensel boyutu yok mudur? Dünyanın en güçlü ve en ileri sayılan ülkelerinden ABD ve İngiltere'nin, seneler senesi destekleyip himaye ettiği Güney Afrika Cumhuriyeti Devleti de legal ve meşru idi! Bir avuç beyaz azınlığın, çoğunluk olan zencilere yaptığı destanlık zulümler hâlâ hafızalardadır ve bütün bunlar hak ve hukuk (!) adına işlenen cinayetlerdir. Bu cümleden olarak, Nelson Mandela; kanun koyan ve uygulayan böylesi legal bir devletin mahkemelerinde yargılanmış ve ömrünün yarısını hapishanelerde çürüterek geçirmek zorunda kalmıştı. Hal böyle iken; aynı Nelson Mandela, bilahare haklı ve insanlık adına kahraman olarak görülmüş ve kendisi, Nobel Barış Ödülü ile mükafatlandırılmıştır. Şu halde, kanunları koyanlar; kendi ikbal ve iktidarlarını, insanlığın saadet ve hukukuna tercih etmemiş olsalardı, Nelson Mandela ve onun gibiler, devlet (hukuk) terörüne maruz kalıp, hapishanelerde çürümez veya ölümün bin bir çeşidini tatmazdı! Kanunlar, masum insanı; konulan kural ve kaidelere uyan, başkasının hak ve hürriyetlerine tasallut etmeyen kişi olarak tarif eder. Diğer bir deyişle; mahkemece suçluluğu tespit edilmeyen herkes masumdur. Hangi hukuk ve mahkeme anlayışına göre? Aynı devletin hukuku ve mahkemesi, aynı Mandela'yı hem suçlu ve hain gösteriyor ve hem de masum ve üstelik kahraman! Hak, güçlünündür kaidesi cari olduğu müddetçe insanlık; hak ve adalet adına bu paradoksları yaşayacak; bu idrakteki devletler, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, terörizme fidelik yapmaktan kurtulamayacaklardır. (Terör konusunu işlemeye yarın da devam edeceğiz.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.