Teröre karşı uyanış -I-

A -
A +

Terör, insanlık tarihi kadar eskidir. Yeryüzüne indirilen insanoğlu, nefsine uyarak hırslarının peşinde koşmuş; meydana getirdiği dünya hayatı ile; meleklerin, Cenab-ı Hak'ka yakarışlarındaki; "Kan dökecek ve fesat çıkartacak" tesbitinin eksiksiz uygulayıcısı olmuştur. Kavganın temelinde insan nefsi (ego) ve onun uslanmaz talepleri yatmaktadır. Bunların başında ise, amir ve hakim olma isteği ile paylaşımda aslan payına sahip olma arzusu gelmektedir. Aslan, kendine özgü bu paylaşımı gücü sayesinde yapmaktadır. Son bir asır içerisinde, ihtiyarlayan dünyamız iki defa büyük paylaşıma sahne oldu. Bunlardan birincisi, 1. Dünya Savaşı'dır ki, o savaşta âlem tüm dengesini yitirdi. Nizam altüst oldu. Cihan Devletimiz, bu savaşta yağmalandı. Bu savaşın sonunda dünya, komünizm belasıyla da tanışmış oldu. Dünyanın güçsüz ülkeleri ve bunların sahip oldukları (!) tüm zenginlikleri bu ana iki koldan sömürüldü. Paylaşımdaki anlaşmazlık, çok kısa bir zaman sonrasında 2. Cihan Savaşı'nı getirdi. Sovyetler Birliği dağılınca... 1990 senesine kadar bu sömürü düzeni adeta bir emme basma tulumba şeklinde işletildi. 90'da, bu iki sömürü gücünden biri olan Sovyetler, gücünü kaybedip dağılınca; dünya, ister istemez yeni bir arayışa girdi Ormanda rakipsiz kalan aslan, daha bir iştahlanıp, hırslarının peşine düşerek dünyayı yeniden parsellemek arzu etti. Eskiden, kavgaların sonunda; galipler arasında oluyordu bu paylaşım... O halde; yeni bir kavga gerekiyordu. Peki, düşman kim olacaktı? Düşman seneler öncesinden belliydi! İçin için oluşturulacak hedefe çekilmekteydi. Yeni düşman belirlenmişti! Düşman, dünyanın zenginliklerini barındıran ülkelerdi. Bunların başında da hiç şüphesiz petrol gelmekteydi. Tüm bu zenginlikler ise, kahir ekseriyetiyle İslam coğrafyasında idi. O İslam coğrafyası ki, ellerindeki bu nimetin asla kıymetini bilmemiş; bütün bu zenginlikleri kendi halklarının refahı ve mutluluğu için vesile kılmamış zorbalar diyarı!.. O halde, zemin, kendiliğinden hazırdı. İş, zamanlamaya kalmıştı. Dikkat edilirse; dünyanın güçlü gizli servisleri, komünizmin yıkılışı ile birlikte yeni düşmanın eşkalini dünyanın tüm basın yayın kuruluşlarına vermişlerdi. İslamiyet ve Müslümanlar hedef seçilip; Afgan-Rus savaşında bunlarla birlikte hareket edildi ve savaştan sonra da; ipleri kendi ellerinde olmak üzere bunlara yol verildi. Dünyanın çeşitli çarpışma bölgelerine giden bu Müslüman milisler, devamlı medyanın gündeminde tutuldu. İş, o hale getirildi ki, dünyanın tüm iletişim formatlarında terörist dendiğinde, maalesef "Müslüman" anlaşılır olmuştur. Bu durumun sayısız örnekleri tüm dünya televizyon ekranlarından mütemadiyen verilmek suretiyle beyinler yıkanmış ve şartlandırılmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.