Terörün düşündürdükleri

Devletimiz; 30 yıldır, dünyanın eli en kanlı terör örgütü ile karşı karşıyadır. 83 senesinde, yapılan ilk önemli eylemler; 'üç-beş çapulcunun işi' dendiğinde yöneticilerin ne denli gaflet içinde bulundukları daha sonraları anlaşıldı ama, iş işten çoktan geçmişti. Bugün gelinen noktada ise, terör tek kelime ile; devlet ve millet bünyemizde urlaşmıştır. Bizdeki bu bela sayesinde dünyadaki silah ve uyuşturucu baronları gününü gün ediyor. Bu urun ağa babaları da yalnızca İmralı ile sınırlı değildir. Hatta, ipin ucu İmralı sakininin bile elinde değildir. Artık dünya âlem bilmektedir ki, terörün hedefi Büyük Kürdistan'ı kurmaktır. Bunun için de; başta Türkiye'nin dost ve müttefikleri (!) olmak üzere, hemen tüm dünyadan destek, teşvik ve yardım görmektedir. Hele de bugün itibariyle; yani onların ekonomilerinin dibe vurduğu ve Türkiye ekonomisinin parıldadığı bu dönemde, ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. İran'la Suriye, bel bağladıkları terörü Türkiye'nin üzerine salmakla ateşle oynadıklarının farkında değiller! Halbuki aynı terör; yarından tezi yok, kendilerini de hedef alacaktır. Zira Büyük Kürdistan; Türkiye, Suriye, İran ve Irak'tan müteşekkil coğrafya üzerinde tasarlanmaktadır. Türkiye, ne yapıp edip bu belayı kendi sınırlarının dışına çıkarmalıdır. Güneydoğu bölge halkının kahir ekseriyeti ile AK Parti'nin yanında olması çok önemli bir şans ve fırsattır. AK Parti iktidarları bu işi başardı başardı; aksi halde olacakları düşünmek bile istemiyorum! Zira; AK Parti'nin dışındaki partiler bölgede yalnızca tabela partisidir ve onların ne söyleyecekleri bir söz vardır ve ne de yapabilecekleri bir şey!.. AK Parti iktidarının soyunduğu 'çözüm' konusuna; başta muhalefet partileri olmak üzere herkesin yardımcı olması gerekir. Aksi halde; 83'te dillendirilen gaflet ve hatta ihanet içine düşmek işten bile olmayabilir! Zaman zaman; bölgenin sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek, seslerini yüksetmelerine şahit olmaktayız. Sağduyulu bu sese herkesin kulak vermesi ve gereğini yapması elzemdir. Yarın, çok geç olmadan; herkesin aklını başına devşirmesi ve asgariden, yangına körükle gitmemesinin vatan borcu olduğunu bir kez daha hatırlatalım.