Tersine ehram!

A -
A +

Demokrasiyi ehrama (piramit) benzetirsek, bizdeki ihramın tersine durduğunu (!) görürsünüz. 1950 senesine kadarki sistemimiz tek partili olduğundan, o dönem, tabiatıyla konumuzun dışındadır. 1950'de çok partili demokratik hayata geçtik. 1960 senesine kadar 1924 anayasası ile idare edildik. Atatürk'ün 1924 anayasasına göre devlette tek başlılık vardı. Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığına bağlı idi. Hukukta asker-sivil ayırımı yoktu. Seçilmiş iktidarların elinden yetkileri alan ve kendi inhisarında kullanan kurum ve kuruluşlar yoktu. Bunların hepsi 1960 ihtilalinden sonra rafa kaldırılan ve yerine, 1961'de yapılıp yürürlüğe sokulan anayasa ile başlamıştır. 1982'de yeni anayasa yapmamıza rağmen, kişi hak ve hürriyetlerinde bir adım ileri gidilmezken; yeni vesayet kurumları oluşturarak (YÖK gibi) daha da geri gidildi. O gün bugündür demokratik anayasa diye bağırıp çağıran ve yırtınanlardan kimilerinin samimi, kimilerininse gayri samimi olduklarını gördük. Elan da görmeye devam etmekteyiz. Hemen her olayda olduğu gibi, gayri samimilikte başı, yine CHP çekmektedir. AB taraftarlığı, yani AB normlarının (Avrupa ülkelerindeki insan hak ve hürriyetlerinin vb.) bizde de olmasını isteyenlerimizden birçoğu yalnızca şeklen istemekte. Dünya âleme rezil olmasınlar diye öyle gözükmek durumundalar. Samimi olmayanların eylemlerine bakıldığında; insan hak ve hürriyetlerinin kâmil manada teminat altına alınmaması için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Vesayet altındaki sözde demokratik idarelerde iktidarlar, yalnızca belediye hizmetlerini ifa edenler olarak görülürler. Bunun dışındaki işlerine çomak sokulur. Çizmeyi aştın denir ve gereği yapılır! Şimdiye kadar hep böyle olmadı mı? Halkın seçtiği tüm iktidarlar; şu veya bu sebeple hep alaşağı edilmedi mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.