Bir seçimi daha, çok şükür kazasız belasız atlattık. Milletimiz hemen her seçimde olduğu gibi çok güzel demokrasi sınavı vererek tercihini belirledi. Milletin bu kararına saygı duymak herkesin vazifesidir. Seçim öncesinin geriliminden süratle kurtulmamız ve işimize bakmamız lazım. Demokrasilerde birden fazla partinin mevcudiyeti zorunlu olduğu için ister istemez bir rekabet söz konusudur. Siyasi parti liderlerimiz bu rekabeti tatlı bir şekilde sürdürebilirlerse gerilim artmaz. Ama bu durumu pek beceremediğimiz ortada! Ümit ederiz ki, seçimlerden sonre akl-ı selim galip gelir ve liderlerimiz bu gerilimi önlerler. Nitekim onlar da gödüler ki, keskin sirke küpüne zarar veriyor! Milletimiz bu gerilimlere kapılmadığı gibi prim de vermiyor. Hatta seçim sonuçlarının da yansıdığı şekliyle milletimiz gerilim isteyenleri cezalandırmış... Nedendir bu? Çünkü bu millet hizmete susamış... Anadolu coğrafyası, insanı ile birlikte çok ihmal edilmiş. Dünkü eyaletimiz bir Yunanistan bile bizi fersah fersah geçti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da belirttiği gibi, bir an önce kişi başına milli gelirimizi on bin dolara çıkarmalıyız. Bunun için gerekli seferberliği başlatmalıyız. Bizim, beş sene sonrası için hedef koyduğumuz bu rakam abartılı bulunmasın. Buna mecbur, hatta mahkumuz. Zira bu rakam bile, Yunanistan'ın şimdiki haliyle kişi başına milli gelirinin sadece yarısı kadardır. O vakitler (beş sene sonra) Yunanistan'da kişi başına milli gelir 30 bin dolar civarında olursa hiç şaşırmayalım! Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Yunanistan'dan her bakımdan çok fazlamız var, eksiğimiz yok. Milletimiz kavga istemiyor Senenin her ayında dört mevsimi yaşayabilen bölgelere sahibiz. Sadece bu durum bile turizmde zirveye çıkmamıza sebebtir. Çıkmamışsak bu durum iyi yönetilmediğimizin resmidir. İşte görüldüğü üzere milletimiz kavga istemiyor; bilakis önünün açılmasını, ülkede işin çoğalmasını ve aşın artmasını talep ediyor. Her sene nüfusumuza bir milyon kişi ekleniyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Her sene ortalama 600 bin kişiye iş imkanı oluşturmak zorundayız. Aksi halde işsizlik ürkütücü boyutlara ulaşır. Kavgayı bırakıp, iktidarıyla muhalefetiyle çalışmak zamanıdır. Milletimiz görevini yaptı; tercihini ortaya koydu. Milletimizin bu olgun tavrı her türlü övgüye ve teşekküre layıktır. Seçilmişlere düşen, milletin bu teveccühüne layık olmak ve ona hizmette yarışmaktır. ............ Not: Ankara'dan İstanbul'a gelerek seçim çalışmama iştirak eden ve orada seçmenlerime karşı beni layık olmadığım cümlelerle anlatan kadim dostum Hürriyet Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Sn. Enis Berberoğlu'na şükranlarımı sunuyorum. Beni ziyadesiyle mahcup etti sağolsun.