'Tezkere'

A -
A +

Türkiye'de yabancı asker bulundurulması, Türk askerinin yabancı ülke topraklarına gönderilmesi ile ilgili 'Hükümet Tezkeresi' Meclis'ten şimdilik tasvip görmedi! Şimdilik dememizin sebebi; bu 'Tezkere'nin geçmesi gerektiği hususudur. CHP'nin mahut alışkanlığı üzere; Türkiye'nin hayati çıkarlarını ilgilendiren böylesine dış bir konuyu, iç politika malzemesi yapması ve bunu 'Allah'tan korkun!' tezi ile süsleyip dillendirmesi neticesinde; geçer oyları ret oylarının üzerinde çıkmasına rağmen; Anayasanın istemiş olduğu salt çoğunluk oyuna ulaşamadı ve 'Tezkere' başka bir güne kaldı! Muhalefetin sorumsuzluğu; Türkiye'de yabancı asker bulundurmayı, ülkeyi işgal ettirme şeklinde anlaşılarak; adeta bir maden gibi işlenmiştir. Burada muhalefetin samimiyetine nasıl güvenelim ki; muhalefet partisinin lideri Deniz Baykal'ın da içerisinde bulunduğu ve hatta Dışişleri Bakanı olarak sorumluluk aldığı hükümetler döneminde, yabancı asker olan 'Çekiç Güç'e defaatle müsaade edilmiş ve el-an da devam edilmekte iken, bu durum hiçbir zaman işgalle anılmamıştır! Bu durumu fırsat bilen ABD, uçaklarla İncirlik Üssü'ne indirdiği silah ve mühimmatı, süratle Kuzey Irak'a zaten sevk etmektedir! Bütün bu denli gelişmeler realite olarak ortada iken; geride kalan; Türk askerinin yabancı ülke topraklarına girmesidir ki, bu durum Türkiye'nin güvenliğiyle çok yakından ilgilidir. İşte; CHP muhalefetinin ve bir kısım iktidar milletvekillerinin, ister gözükmelerine rağmen önledikleri durum bundan ibarettir! Kaş yapalım derken göz çıkardıklarının farkında değiller! Kuzey Irak'ta toplanan Irak muhalefeti, daha şimdiden Türkmenleri dışladı bile! 3.5-4 milyon Türkmen soydaşımızı kimlerin insafına terk ediyoruz; farkında mıyız? Sözde insani duygularla Irak halkını düşündüğünü ileri süren bu zihniyet, Türkmenleri insan görmüyor mu yoksa?! Ayrıca; Hükümet kanadı olan AK Parti'nin vermiş olduğu fire; eğer, çok iyimser bir yaklaşımla; Siirt seçimleri öncesi siyasi bir manevra değilse; Meclis'in demokratlığının çok fazla olduğu gerçeğidir! Çünkü; böylesi bir gerçeği, dünyanın en gelişmiş demokrasileri bile taşımakta zorlanır! Toplam milletvekili sayısının 3'te 1'ine yakın bir fire; üstelik böylesine hayati önemi haiz bir konuda, parti içi demokrasiden öte, partinin varlığına kasteden büyük bir tehlikenin habercisidir! Nitekim; her kafadan ayrı seslerin çıktığı oluşuma partiden ziyade başka bir şey söylemek gerekir! Böyle bir durumda; parti de, onun şekillendirdiği hükümet de manasını kaybeder; icraat yapamaz hale düşer! Dileyelim; bütün bunlar siyasetin cilvesi kabilinden olsun ve AK Parti, 3 Kasım'da milletin aldığı büyük destek ve itimada yaraşır olgunluğu ve birlikteliği göstermeye devam etsin! Bunu da önümüzdeki çok kısa süre içerisinde görmüş olacağız!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.