Bizden sonra ABD'de seçimler (ara) yapıldı. Başkan Bush'un partisi Cumhuriyetçiler, Senato'da ve Kongre'de çoğunluğu elde etti. 11 Eylül felaketinden sonra, El-Kaide bahanesiyle bütün dünyayı yanına alarak Afganistan'a harekat düzenleyen Bush, Irak harekatının öncesinde ABD halkının da desteğini almış oldu! Bu arada; 2 aylık bir çabadan sonra, BM Güvenlik Konseyi'ne de Irak'la ilgili kararı aldırdı. İki ay uğraşılmasının sebebi; alınacak kararda Fransa ile Çin'in yan çizmeleri idi. Neticede karar, ABD'nin istediği şekilde ve oy birliği ile alındı. Kararla ABD, Irak'a suyumu bulandırıyorsun diyor! Karara göre; Saddam, sarayları dahil Irak'ın bütün kapılarını BM denetçilerine açacak! Bunu da bir hafta içinde BM'e bildirecek! Ayrıca Saddam; elindeki bütün kitle imha silahlarının miktar ve adreslerini BM'ye bildirecek! Saddam bütün bunları yapmakla da, ABD'nin savaş tehdidinden kurtulmuş olmayacak! Zira, o vakit iş, BM denetçilerin elinde olacak. Denetçiler, denetimleri esnasındaki talep ve gözlemlerini periyodik aralıklarla raporlar halinde BM'ye bildirecekler. Bu raporlarda en ufak bir olumsuzluk ABD'yi Irak'ın karşısına dikecek! BM Güvenlik Konseyi'nin bu kararı ile Irak, iki arada bir derede kaldı; yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal! Buna rağmen, BM'nin taleplerini kabul edip kapılarını denetçilere açmaya karar verirse, savaş ihtimalini biraz olsun zayıflatabilir! Bu arada başta Türkiye olmak üzere ABD'nin dost ve müttefiklerine çok iş düşüyor! Çünkü; hem ABD'yi ve hem de Irak'ı ikna etmek gerekiyor. Aksi halde; muhtemel bir ABD-Irak savaşında en büyük kayıp, Irak'tan sonra Türkiye'nin olacaktır! Türkiye, kaybın ne demek olduğunu 1. Körfez Savaşı'nda gördü! Yeni bir savaş, neticeleri itibariyle, 1.sinden çok daha geniş boyutlu olacaktır! Bıçak sırtında giden Türkiye ekonomisi malum! Hükümetin durumu da ortada; seçimlerden yeni çıkmamıza ve seçim sonuçlarına göre tek başına iktidar çıkarmamıza rağmen, iktidar olan partinin genel başkanını Başbakanlık koltuğuna oturtamıyoruz! Türkiye, tarihinin en netameli dönemlerinden birini yaşıyor. Burnumuzun dibindeki Irak savaşı kapımızda! Kuzey Irak'taki oluşum malum; savaş sonrası böyle bir oluşumun nasıl bir şekil alacağı ise, belli değil! ABD, Irak'a vurursa; Türkiye Kuzey Irak'ı boş bırakabilecek mi? Kıbrıs konusu için BM, ABD ve AB bastırıyor ve bir an önce çözüm bekliyorlar! Kıbrıs için BM Genel Sekreteri'nin hazırlamış olduğu plan, taraflara sunulmak üzere gün bekliyor! Ameliyattan sonra Ada'ya dönen Rauf Denktaş sıkıntılı ve endişeli olduğunu belirtiyor! Belli ki yalnızlık hissediyor! AB'nin 12 Aralık'ta Kopenhag Zirve'si var; burada Türkiye'ye üyelik için gün verilip verilmeyeceği kararlaştırılacak! Akil adamlara ve bunların akıllıca kararlarına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var!