Türk Birliği...

A -
A +

1990'lı yılların başlarında gerçekleşen Sovyetler İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra ortaya çıkan Orta-Asya Türk Cumhuriyetleri malum; 70 sene komünizm zulmü altında inim inim inletildiler. Yönetimi elinde bulunduran Ruslar, Türkler'e milli kimliklerini unutturmak ve sahip oldukları manevi değerlerden koparmak için, akla hayale gelmedik şeytani oyunları tezgahladılar. "Din afyondur" diyerek, camilerin kapılarına kilit vuruldu; birçoğu yıkılarak ortadan kaldırıldı, diğerleri müzeye dönüştürüldü. Din eğitimine sıkı yasak getirildi. Alkol (votka) çok ucuzlatılarak, insanların yaşadıkları en ücra köşelere kadar bolca gönderilerek millet, adeta uyuşturuldu. Hemen her Türk Cumhuriyetine en az yarısı kadar Rus yerleştirmek ve Kril alfabesini uygulamak ve Rus kültürünü dayatmak suretiyle asimile edilmek istendi. Bu denli uygulamalarda hudutsuz mesafeler katedildiği tarihi bir gerçektir. Durumun vahametini, insanlık ancak 70 sene sonra görebildi. Sovyetler dağılıp, Türk cumhuriyetlerinin üzerinden kalın şal kalkınca alttaki korkunç manzara ortaya çıktı. Sovyetlerin hedefi Sovyetler'in hedefi, bu yerleri "zombi diyarları" haline getirerek, bu yerlerin yer altı ve yer üstü zenginliklerini Moskova'ya akıtmaktı. Rusya, hâlâ daha bu nüfuz sahalarından vaz geçmiş değildir. Türk Cumhuriyetçilerinin bağımsızlıklarını ilk tanıyan ülke Türkiye oldu. Merhum Özal'ın bu uğurdaki gayretleri unutulmaz. Özal'dan sonra Süleyman Demirel de aynı yoldan gitti; onlarca yıl ayrı kalmış kardeşleri yakınlaştırdı. Ama; gelin görün ki, Süleyman Demirel'den sonra bu iş tavsadı. Koalisyonlar döneminde (MHP'li koalisyon dahil) Türk Cumhuriyetleri neredeyse unutuldu: AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte, yeniden ivme kazanan işbirliğimiz süratle inkişaf etmektedir. Tıpkı Turgut Özal ve Süleyman Demirel gibi, Tayyip Erdoğan'ın da bu coğrafyada çok büyük bir ağırlığı var. Başbakan'dan müjdeler Başbakanla yaptığımız sohbette, her Türk'ü derinden sevindirecek müjdelere şahit olduk. Şöyle ki: Her Türk Cumhuriyetinde "Türk Kültür Merkezleri" kurulacak. Bakanlar kurulundan çıkan bu hayırlı kararın ilk uygulaması, "Yunus Emre Kültür Merkezi" adı altında Azerbaycan'da gerçekleşecek. Başbakan Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev'le görüştüğünü ve eski Türk Elçilik binasının bu işe tahsis edileceğini söyledi. Başbakan ayrıca, sayın Aliyev'in Türkiye'den bir üniversitenin Azerbaycan'da kurulmasına sıcak baktığını ifade etti. Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'ın dünyadaki özel konumuna da dikkat çekti. Dünyanın 118 ülkesinde 5 milyon Türk yaşadığını; ancak Azerbaycan'nın dışında 40 milyon Azeri'nin yaşamakta olduğunu vurguladı. Bunun 30 milyonu İran'da bulunuyor! Azerbaycan malum, Türk Cumhuriyetleri arasında latin harflerine ilk geçen ülke. Antalya'da gerçekleştirilen Türk Kurultayında kararlaştırılan "Ortak Türkçe Kitabı" yine ilk defa Azerbaycan'da müfredata konuluyor. "Ortak Türkçe Kitabı"nın bütün Türk cumhuriyetlerinde yerleşmesinden beş sene sonra, bakın neler olacak? Merhum Özal "21. Asır Türk asrı olacaktır!" derken elbette bir bildiği vardı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.