Kendilerini savaş karşıtı olarak gösterip suret-i haktan gözüken bir kısım yazar-çizer takımı ile bir kısım siyaset ve devlet adamlarımız ve hemen her kademede, artık eski diye tanımlanan her sınıf, meslek ve meşrepteki insanlarımız, hükümetin Meclis'ten aldığı savaş yetkisini yerinde görmüyorlar. Bunlardan bazıları, bu yetkiyi sınırsız bularak feveran ediyor. Şimdi; eğri oturup doğru konuşmak lazım; üzerinde bulunduğumuz bu netameli coğrafyada, biz istemesek de bir savaş cereyan ediyor. Bu savaşı başlatansa, müttefiki olduğumuz Amerika Birleşik Devletleri. Ve, bu ABD'nin başkanı diyor ki; dünyadaki terörün kökü kazınıncaya kadar bu savaş devam edecek! Burada bir nokta koyup düşünelim: Geçen gün, faziletli insan muhterem M. Said Arvas Beyefendi ile sohbet ediyorduk. Dünyanın ahvalinden bahis açılmışken, Arapça bir beyit okudu. Tercümesi şöyle idi bu beytin: Bin yapan, bir yıkanla baş edemez! Bin yıkan olup, bir yapan varsa, bunun sonucu nereye varır?!. Biri yer biri bakarsa, kıyamet ondan kopar derler. Halbuki, günümüzde bir avuç zorba takımı, zıbarıncaya kadar yerken, binler, yüz binler, milyonlar aç biilaç bakmakta! Üstelik zıkkımlanıp üzerinde tepinilen nimetlerin çoğu, bu milyonlarca aç, biilaç ve mazlum insanların hakları! Dünya üzerinde bu adaletsizlik sürdüğü müddetçe, isyan, başkaldırı ve terörist hareketlerin olması, eşyanın tabiatı gereğidir! Bundan çıkan netice ise, bu savaşın hiçbir zaman bitmeyeceğidir! İnsanlar durdukları yerde savaş yapmazlar. Dünyada savaşların cereyan etmekte olduğu yerlere bakın, hemen hepsinin temelinde, insan hakları ihlalleri, zulüm, baskı ve zorbalık vardır. Büyük lokma ye ama, büyük laf etme demişler! ABD, çok büyük laflar ederek, gerçekten çok çetin bir işe girişti. Bizim kanaatimiz, birileri ABD'yi bu işe itti! ABD, beyninde patlayan canlı bombaların tesir ve şokunda, böylesine lafları etti ve ucu görünmeyen bir yola girdi! Şimdilik Afganistan'ı havadan bombalıyor. Savaşta nihai zafer süngünün ucundadır. Afganistan coğrafyası ve insan yapısı ise, belli! Oraya şimdiye kadar, girip de çıkan olmamış. Muhal farz, ABD; dediği gibi yapsa, yani Taliban rejimini devirip, Üsame bin Ladin'i ölü veya diri yakalasa bile, bu savaş bitecek mi zannediyorsunuz?! Savaş başlayalı henüz on gün oldu; dünyanın çeşitli ülkelerindeki yansımaları ortada! Biz yine sözümüzün başına dönelim ve laf aramızda bir gerçeğin altını çizelim: Kaybedeceği hiçbir şeyi olmayan ve kendini fedaya hazır canlı bomba haline gelmiş insan, atom bombasından da tehlikelidir! Türkiye, terörü en acı şekilde yaşayan bir ülke olarak; her an her şeye hazır ve tetikte olma mecburiyetindedir. Böyle bir durumda, yarın değil bir saat sonra ne olacağı hiç belli değildir zira! Körfez savaşında da Meclis, aynı yetkiyi vermişti ve o günün şartlarında hükümet, bu yetkiyi kullanmamıştı. Hem, bu yetkiyi veren Meclis, geri almasını da bilir! Yeter ki, hükümet uyanık ve kendisine verilen, hayati önemi haiz bu yetkinin şuurunda ve sorumluluğunda olsun!