Türkiye'nin önü açık ama...

A -
A +

Türkiye; ABD ile AB bağlamında ne serden vazgeçebilir ne yârdan!.. Birisi demokrasisi, diğeri güvenliği için kendisine elzem olan bu iki süper oluşumdan hangisinin ser ve hangisinin yâr olduğuna siz karar verin sevgili okuyucularım. Evet; Türkiye'miz, güvenliğini temin ve bunu sürdürmek için mutlaka ABD'nin yanında yer almalıdır. Ta 50'li senelerde NATO ile başlayan 'stratejik ortaklığımız' bugün, o günkü şartlardan daha fazla önem arz etmektedir. Öyle ki; Türkiye, bölgesinde istikrar unsuru olmanın yanında; yarın öbür gün Avrupa'nın güvenliği için de, ABD ile AB arasında yegane istikrar gücü olmaya namzettir. Bundan dolayıdır ki, Türkiye her zamankinden daha güçlü olmaya mecbur hatta mahkumdur! Dünyanın yeniden şekillenmeye başladığı ve ülke sınırlarının yeniden çizilmeye başlandığı böyle netameli bir dönemde; kendinizi korumak ve bölgenizde ve dünyada sözü dinlenir olmanız için güçlü olmak zorundasınız. Hayalci olmanın alemi yok; gerçekleri görüp olduğu gibi kabul etmek zorundayız. Bugün dünyada cari olan savaş şekli; kıyasıya süren ekonomik savaşların yanında; güçsüz ve sömürülen halklar tarafından tatbik mevkiine konulan 'gerilla' savaşıdır. Buna bir de büyük güçlerin desteğiyle azınlık halklarının bağımsızlık savaşlarını eklerseniz; dünyanın bugünkü 'terör' tablosu ile karşılaşırsınız! Bundan en büyük nasibi alan ülke olarak, bu gerçekleri görmemek için aptal olmak lazımdır! Hiç kimse ve hiçbir ülke ABD'nin medyunu ve aşığı değildir. ABD'nin müttefikleri konumundaki İsrail ile İngiltere bile kendi ülke menfaatleri için bu süper gücün yanında yer almaktadırlar! Türkiye, ABD'yi dışlayarak hiçbir yere varamaz! ABD, yeni bir saldırı metodu geliştirdi. Buna 'önleyici saldırı' deniyor ki, seneler senesi bunu, zaten İsrail tatbik ediyordu. ABD ile İsrail sudan bahanelerle ve çok kere haksız yere ve ezilmiş halklara karşı zalimane ve vahşice bu metodu uygularken; biz neden bu durumdan istifade etmeyelim? Üstelik; bu duruma yerden göğe kadar hakkımız varken!.. Suriye teröristleri eğitip üzerimize salarken; 'düşük yoğunluklu' bu savaşı hep müdafaada verdik. Bu yüzden 40 bine yakın can verdik; ülke ekonomisini bu uğurda harcadık. Teröristleri hedef alacağımıza, onları kollayıp yetiştiren, eğitip üzerimize salan Suriye'yi direkt hedef alsaydık kötü mü olurdu? ABD, sudan bahanelerle bugün bunu yapıyor, Hem de; ülkesinden Okyanus aşırı diyarlarda! Hâlâ PKK-KADEK belasından kurtulamadığımıza; PKK-KADEK militanları da Irak-İran sınırında Kandil Dağlarında olduğuna göre, bu metodu neden uygulamıyoruz?! Irak'a asker göndermenin birinci şekli böyle olmalı; ondan sonra Irak'ın birliğinin, bütünlüğünün sağlanması ve yaralarının sarılması için, istenen askeri ve sivil güçleri göndermeliyiz! ABD'nin yanında olmaktan kastımız budur! Anlayana!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.