Türkiye'nin rolü

Gürcü lider Saakaşvili'nin acemice davranışı ve dünyanın gözü önünde otonom bölge Osetya'ya asker sokması Rusya'yı çileden çıkardı. Bazı şer gibi gözüken işlerden bazen hiç umulmadık hayırlı neticeler çıkabiliyor. Dünkü yazımızda da ifade ettiğimiz gibi, dünyamız yeniden bir dengeye oturdu. Dünyanın bu denge atmosferinde Türkiye'mizin rolü ne olmalı? Türkiye'miz coğrafi konumu itibariyle dünyanın en netameli bölgesinde yer almaktadır. Öyle ki, bütün süper güçlerin gözlerini diktiği enerji hatları bizim coğrafyamızdan geçmektedir. Türkiye bir yandan ABD'nin dostu ve müttefiki (NATO), diğer yandan da Rusya'nın, Gürcistan'ın, İran'ın, Irak'ın ve Suriye'nin sınır komşusu. AK Parti iktidarlarına kadar, hemen hemen bütün komşularımızla kanlı bıçaklı idik! En kanlı bıçaklı olduğumuz Suriye ile münasebetlerimiz, özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın gayretleriyle en olumlu seviyede seyretmektedir. Medyamız görmezden geliyor ama, Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti iktidarının bölgemizde icra ettiği rol, dün olduğu gibi edilgen olmayıp aktif, etkin ve belirleyici bir politikadır. Bu durumu biz değil, bölge ve dünya ülke liderleri söylüyor ve kabul ediyor. Zaten görünen köy kılavuz istemez. Artık Türkiye'miz, dostluğu aranan dosta güven ve düşmana korku salan bölgenin en güçlü ülkesidir. Burada tekrar vurgulamalıyız ki, Türk Silahlı Kuvvetleri, her geçen gün gücüne güç katmalıdır. Başbakanımız, arkasındaki bu güçle politikalar üretip tatbik mevkiine koyuyor. Eli güçlü olmayan ne yapabilir? Türkiye, ABD'nin müttefiki olarak, Rusya'yı ve diğer komşu ülkeleri karşısına alamaz! Şimdiye kadar başarıyla sürdürdüğü denge politikasını aynen sürdürmelidir. Türkiye kimsenin taşeronu değildir ve olmamalıdır! Kendi ülke menfaatlerimiz neyi gerektiriyorsa, evvel emirde bunlar dikkate alınarak adım atmalıyız. Yapılabilecek fahiş bir hatanın telafisi çok zor olacaktır!..