Doğrusu, Türkiye'nin dünya siyasetindeki yerini, herkes gibi kendisi de bilmiyor! Dış politikadaki ürkek, çekingen ve hatta uydu denebilecek tavır ve yaklaşımlar ve üst üste yapılan yanlışlar bizi bu konuma getirdi. Çok iyi niyet ve gayretlerle giriştiğimiz işleri devam ettiremiyor ve sonunu getiremiyoruz. Merhum Özal'ın başlattığı Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı nerede? Erbakan'ın D-8'lerine ne oldu? Uğrunda 200 senedir feda-i canda bulunduğumuz Avrupa, neden bizi oyalıyor? Hani, Bağdat Paktı (RCD Bölgesel İşbirliği Teşkilatı) ve CENTO? Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar uzanan coğrafyadaki 200 milyonluk Türk dünyasından ne haber? Hangi uğursuz eller, bizi birlikte koymuyor ve yan yana getirmiyor? Hadi; dışımızdaki düşman çemberini onlar meydana getirdiler diyelim; içeride bize ne oluyor? İç düşman, dış düşman derken; kavgasız yaşayamayacak mıyız? İçte ve dıştaki bu denli kavgaya hangi can dayanabilir? Avrupa'da serbest dolaşım hakkını elde etmeden Gümrük Birliği'ne girdik. 70 milyonluk pazarı, sıfır gümrükle Avrupa'lılara açtık. Milyarlarca dolarlık zararımızı görmezden geldik; üstüne üstlük, bu hali bayram diye takdim ettik! Bu tavizi verirken, AB'ye girebileceğimizi zannettik. Yetmedi; Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB'ye giriş müzakerelerine göz yumduk. Bu tavizi Yunanistan'a, GB'ye girişimizi engellemesin diye verdik! Halbuki; serbest dolaşımsız GB'ye giriş, başlı başına bir tavizdi ve bizim sanayi ve ticaretimizi köreltmeye matuftu. Güney Kıbrıs'ın tek taraflı olarak AB'ye girmesi demek; Türkiye'nin, bütün Cumhuriyet tarihi boyunca elde ettiği; uluslar arası antlaşmalardan doğan, Kıbrıs'taki 'garantör'lük hakkından vazgeçmesi manasına geliyordu! Şimdi; Denktaş-Klerides görüşmelerinin ikinci etabı başladı. Birinci etap görüşmelerinden Rum basınına sızan haberlere göre; Kıbrıs, tam bir oldu bittiye getirilmek istenmektedir. Müzakereler esnasında talep edilen, bazı topraklar ve haklar, işin teferruatı olup, tamamen Türkiye'yi uyutmaya yöneliktir. Çünkü; AB'nin içinde zaten sınır olmayacaktır. İsteyen, istediği yere gidip yerleşebilecektir. Burada unutulan veya unutturulmaya çalışılan husus, Türkiye'nin AB'ye üyeliğidir. Türkiye'nin içinde bulunmadığı bir birliğe, Kıbrıs'ın dahil edilmesinin; Kıbrıs'ın birlik üyesi olan Yunanistan'a peşkeş çekilmesinden öte bir manası var mı? Siz, istediğiniz kadar Kıbrıs'ta taviz vermiyoruz deyin; müzakereler yapın ve çeşitli kararlar alın! Bunların pratikte hiçbir faydası yoktur. Olmadığı görülecektir; bizden hatırlatması!..