Türkmen feryadı

A -
A +

Irak'ı yeniden yapılandırırken ABD; bocalamaya devam ediyor! Ne yapacağını bilmez bir şaşkınlık içinde... Irak Geçici Hükümet Konseyi'nin hazırlamış olduğu yeni Anayasada Türkmenler adeta "yok" sayıldı. 4 milyonluk Türkmen varlığı görmezlikten gelindi. Bu mağduriyet karşısında organize olan Türkmenler, önce 100 kişi ile açlık grevi; ardından da "zincirli isyan" eylemiyle seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Kendisiyle görüştüğümüz Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkmenler, kendi aralarındaki ayrılıkları bir kenara bırakıp süratle organize olmalıdırlar. Birlik ve beraberliklerini bütün dünyaya göstermelidirler. Onların ayrılığı ve birbirlerine düşmeleri karşı tarafın ekmeğine yağ sürer! Böylece kaybeden yine Türkmenler olur. Türkmenler, iyi eğitim görmüş bir toplum. Aralarında çok zenginler var. Türkmenler, Bulgaristan'daki ve Yunanistan'daki Türkleri, onların demokratik mücadele yöntemlerini örnek almalılar. Irak'a sahip çıkmalılar. Politikaya girerek; kendi kararlarını kendi başlarına alabilecek seviyeye bir an önce gelmeliler. "Yaralarını biz sardık..." Türkmenlerin bu tür girişim ve başarılarından, Irak'taki Araplar da memnun olacaktır. Kısaca; Türkmenlerin bu yeni süreçte etkili olmaları gerekmektedir. Kürtler, Türkiye'yi ve Irak'taki Türkmenleri anlamak zorundadır. Bakınız bizi vuran terör, Kürtleri de vurdu. Biz Türkiye olarak; dün olduğu gibi bugün de her türlü desteği sağladık. Yaralılarını Türkiye'ye getirip tedavi ettik. Bundan da anlaşılıyor ki, Kuzey Irak'taki Kürt varlığını koruyabilecek ülke Türkiye'dir. Türkeye, onların dünyaya açılabildikleri tek kapıdır. Bu insanlar, her şeyden önce bizim akrabalarımızdır. Felakete düştüklerinde onlara biz kucak açtık ve açmaya devam ediyoruz. Onları, Saddam'ın zulmünden ve yok olmaktan koruyup kurtardık. Varlıklarını sürdürebilmeleri için her türlü desteği sağladık. Irak'ın toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve yeraltı zenginliklerinin Irak halkı tarafından ortaklaşa kullanımı; başta ABD olmak üzere taraflarca varılan müşterek bir karardır. Bu karar doğrultusunda adımların, kararlılıkla atılması gerekir. Etnik veya inanç bağlamında bölünmeler; Irak'ı bu denli bir siyasi yapıya büründürmeye çalışmak, Irak'ın geleceğini karanlık kılacaktır. Bu durum, yeniden çatışma ortamını hazırlar. Böylece, Orta Doğu'daki İsrail problemine bir yenisi daha eklenmiş olur. Bundan da ister istemez bütün bölge ülkeleri; hatta diğer dünya ülkeleri etkilenir..." Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün vurguladığı bu görüşler, ABD'li yetkililere defaatle anlatılmış ve makul karşılanmıştır. Bu görüşler etrafında gerekli "Konsensüs" sağlanmış olmasına rağmen hazırlanan Irak'ın geçici anayasasında Türkmenler tek kelime ile "adem"e (yokluğa) mahkûm ediliyor. "Yok"luğa mahkûm ediliyorlar! Daha yapılanma sürecinde iken bu denli yanlışlar belli ki Irak'ın geleceğini karartıyor. 4 milyon insanın varlığının görülmemesi ve bunların her türlü siyasi haktan mahrum bırakılmaları; yönetimde temsil edilmemeleri; Irak'a vadedilen demokrasi ile bağdaşıyor mu? Türkmenlerin dünyada tek dayanakları ve umutları olan Türkiye elini çabuk tutmalı ve yükselen Türkmen feryadına kulak vermelidir. Türkmenlerin sahipsiz olmadığı başta ABD ve Irak geçici yönetimine anlatılmalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.