Tuzun koktuğu yer -2-

A -
A +
Cihan Devleti'mizi yıkanlar bize, kağnı arabasını reva görmüşlerdi! Hiç unutmam; Süleyman Demirel 1965 yılındaki iktidarını anlatırken: "... Nasıl bir Türkiye devraldığımızı biliyor musunuz? Hakkari'ye valimi, katırın kuyruğunda gönderdim!" diyordu. Yani, yol yok, iz yok.. Şimdi o Hakkari'nin Yüksekova'sında uluslararası havalimanı yapılıyor! Yüksek Hızlı Tren'le şehirler, art arda birbirlerine bağlanıyor!
Otuz senedir akıtılan kardeş kanı durmuş; Batılı müttefiklerimizin(!) himaye ve teşvikleri ile savaş alanına dönen Doğu ve Güneydoğu bölgemiz; sahte 'Arap Baharları'na nazire olarak; gerçek Türk-Kürt Kardeşliği Baharını yaşamakta.
Ayrıca; İran ambargosunu delmeyen Batılı ülke yok gibi.. ABD bile, yeni İran cumhurbaşkanı ile dostluk geliştiriyor; bu yüzden İsrail küplere biniyor! Bu ülkelerden hiç birisi İran'la sınır komşusu değil. Türkiye ise, komşu; hem de yüz yıllara uzanan bir komşuluk..
Ne demişler: Komşu, komşunun külüne muhtaç! Biz de İran'la, altın karşılığı petrol ve doğalgaz anlaşmaları yaptık. Bunun için de; düne kadar ABD bankalarını, bugün ise Türkiye Halk Bankası'nı kullanır olduk.
Meblağ, yüz milyar doları aşınca; ister istemez birilerinin (!) ayağına, hem de fena halde basmış olduk! Basılan ayakların hepsi nasırlı; zira, Avrupa ülkelerinin ekonomileri 'sıfır' büyüme ile çırpınır ve ABD ekonomisi kendi derdi ile boğuşurken; Türkiye son on yılda ortalama yüzde 4.5 büyümeyi gerçekleştirdi.
Tıpkı 'Gezi' eylemlerinde olduğu gibi, dışarıdan düğmeye basıldı; hedefte, bütün bu hizmetlerin mimarı Tayyip Erdoğan ve onun hükümeti vardı. Düne kadar, askerî vesayetle susturulan hükümetler, bu kez 'yargı-polis' vesayetiyle, saf dışı edilmek istendi!
Başbakan'ın oğlu ve kızı gözaltına alınmak istendi; bununla Başbakan istifaya zorlanacaktı! Nitekim, aynı süreci, bir kısım bakanla deneyip başardılar! Başbakan'ın çocuklarının suçu (!), kurmuş oldukları vakfa; kiraladıkları bir binada yurt yapmak için, belediyeden imar tadilatı istemeleri.. Bunun neresi suç? Her vatandaşın en tabii hakkı; üstelik, bu kişiler kendileri için istemiyor; yurt binası için istiyorlar.
Zamanlamaya dikkat ediyor musunuz? Bir kısım milletvekilleri, iktidar partisinden istifa ediyor, diğer bir kısmı da abuk-sabuk açıklamalarla düşmanın ekmeğine yağ sürüyor!
Soruşturmanın gizliliği ihlal edilerek; Başbakan'la sözde ilintili başkaca davaların içerikleri medyaya servis ediliyor.
Yargı yürütmenin, yargı mensupları birbirlerinin aleyhinde demeçler veriyor ve kelimenin tam anlamıyla kaosa yol açılıyor!
Yargının bu hâli, ister istemez tuzu kokutuyor!
Ortada bir fil var; etrafında aymazlıkları ayyuka çıkmış âmâlar (körler), tuttukları yere göre tarif yapıyorlar. Resmin tamamını görüp değerlendirme yapamıyor veya kasten yapmıyorlar!
Yunanistan'dan başlayarak dışarısı ise; medyaları ile ateşe körükle gidiyor; bir kısmı el ovuştururken diğerleri, zil takmış oynuyorlar!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.