Utanılan anayasa!

A -
A +
Bir toplum, utanılan bir anayasa ile idare edilebilir mi? Hem utanıp, hem idare edilmek nasıl bir şey oluyor derseniz; bunu, Türkiye toplumuna bakıp pekâlâ görebilirsiniz! Görmesine görebilirsiniz ama; aynı durumu başkasına izahta çok zorlanırsınız. Öyle ya; mademki utanıyorsunuz; neden değiştirmeyip de bu utançla yaşıyorsunuz diye sormazlar mı adama?!.
Göstermelik demokrasi dönemimizde anayasalarımız da (1961 ve 1982 anayasaları), tek kelime ile göstermelik. Millet için değil, millete rağmen ve hatta millete karşı yapılan anayasalar.. Zira, milletin ihtiyaçlarını karşılamak yerine, milleti hizaya çekmek ve istenilen doğrultuda kontrol altında tutmak için kurgulanmış metinleri ihtiva eden anayasalar..
Yaşadığımız anayasanın (1982) antidemokratik olduğunda herkes ittifak halinde ancak; değiştirmeye gelince, her kafadan ayrı sesler çıkıyor. Anayasanın içine, sinsice öyle maddeler yerleştirilmiş ve bunlar öylesine kötü bir Türkçe ile kaleme alınmış ki, ayıklayabilene aşk olsun!
Hazırlayanlar art niyetli olup; niyet bozuk olunca akıbet de ister istemez bozuk oluyor ve toplumun ihtiyaçlarına cevap vermesi gereken anayasalar, toplumun başına yeni gaileler açıyor ve kaosa sebep oluyor. Bu anayasaları hazırlatan vesayet erbabı; bilerek ve isteyerek bu mayınları anayasanın içine serpiştirdi. 
Delinin teki, kuyuya bir taş atmış olsa; kırk akıllı bulur, o taşı çıkarmaya çabalardık ancak; bu kuyu ağzına kadar taşlarla doldurulmuş!.. Üstüne üstlük, taşları çıkarmaya çalışanların bir kısmı da art niyetli ise ve işi ağırdan alıyorsa; daha açık ifadesiyle bu bir kısım zevat da, taşları atan delilerle aynı telden çalıyorsa!..
Otuz senedir boğuştuğumuz ve maddi ve manevi değerlerimizi tükettiğimiz terör belasından kurtulmak için başlattığımız 'barış süreci'nde bir araya gelemeyen siyasi partilerimizin, anayasa değişikliği konusunda bir araya gelmelerini ve ortak karar almalarını beklemek safdillik olsa gerektir. Belli ki,dostlar alışverişte görsün diye Meclis'te vakit dolduruyorlar! 
AK Parti, ne yapıp edip; Meclis'te 330 sayısını bulup, yeni anayasayı referanduma götürmelidir. Tıpkı; anayasanın 26 maddesinde yaptığı değişiklikleri referanduma götürdüğü gibi.. Zira millet, Meclis'teki vesayet erbabından fersah fersah ileridedir ve kendisi için yapılan anayasada yegane karar merciidir.
Meclis'in içindeki veya dışındaki mahut zevatın, barış sürecini akamete uğratabilmek adına başvurduğu yol ve yöntemler, her şeyi gösteriyor. Kimsenin aklının ucundan geçmeyen konuları; varmış gibi dillerine doluyorlar ve adinin bayağısı şekliyle istismar etmeye yelteniyorlar. 
Yine belli ki, bunların niyetleri bozuk ve asla; üzüm yemek ve millete, ihtiyaçlarını karşılayacak bir anayasa yapmak gibi bir dertleri yok.
Onları dertleri ile baş başa bırakıp; millete yönelmekten başkaca çare yoktur...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.