Merhum Ahmet Arvasi Hoca ile Erenköy'de kapı komşusu olarak otururduk. Akşamları, gecenin geç saatlerine kadar ya bizim evde veya onlarda sohbet ederdik. Onun geleni-gideni hiç eksik olmazdı; bu yüzden geç saatlerde baş başa kalabilir ve sohbetimizi neredeyse sabaha kadar sürdürdüğümüz olurdu.
Bir keresinde: "... Bu millete yapılanlar, yeryüzünde hiçbir millete reva görülüp tatbik edilmedi. Başta İngilizler olmak üzere, İslam düşmanı ülkelerin bize yaptıklarının yarısı herhangi bir millete yapılsa; maddede ve manada o milletin yeryüzünde tozu kalmazdı!.. Biz bugün ayaktaysak ve Allah diyebiliyorsak; kutlu ecdadımızın İslamiyet'e samimiyetle yaptıkları hizmetler yüzünden ve o kutlu ağızlarla yaptıkları dualar sayesinde..." demişti.
Her nasıl olduğu meçhul(!) bir şekilde bu milletin içinden çıkan ve yine kaderin bir cilvesi olarak bu milletin idaresine talip olan bir kısım zevatın zırvalarından bazıları:
- Evlenme manileri arasında; öyle süt kardeşliği peynir kardeşliği olmaz. Batıda nasılsa öyle olacaktır!
- Türk ırkı çirkin ve çelimsizdir; dolayısıyla bizim (!) ırkımızın ıslahı için, Macaristan'dan damızlık erkekler getirmeliyiz!
- Şu mektepler olmasa, Maarif (Milli Eğitim Bakanlığı) ne iyi idare edilirdi.
- Size ne oluyor gençler? Haddinizi bilin! Eğer bu memlekete komünizm gerekliyse, onu da biz getiririz.
- Komünizm bu kış ülkemize gelecek.
- Paşam! Senin emirlerin bize peygamber buyruğudur.
- Bizi geri bırakan İslamiyet'tir. Bütün medeni milletler gibi biz de Hıristiyan olmalıyız ve bunu anayasamıza yazmalıyız.
- Eski medeniyetlerde (!) fahişeler kapanırdı; kapalı kadınları görünce, bana onları çağrıştırıyorlar.
- Müslümanlık denince benim hatırıma; çorap kokusu ve alınlarda 250 gram cami tozu geliyor.
- Türkiye'de teokratik (dini) düzene özlem yoktur.
- Başörtülüler, ille de okumak istiyorlarsa Suudi Arabistan'a gitsinler.
- Köylüler, giyim ve davranışları ile kötü fotoğraf veriyor. Bu yüzden köylülerin şehir merkezlerine ve özellikle Ankara'nın merkezine inmesi yasaktır.
- Kürt diye ayrı bir etnik yapı yoktur. Onlar dağ Türkleridir. Dağ başlarında karda gezip; kart-kurt diye ses çıkardıkları için kendilerine Kürt denilmiştir.
- Bir sağdan, bir soldan asarak dengeyi (adaleti!) sağladık...
Yalnızca bir kesitini sunduğumuz bu ifadeler; ülkemizi yönettiğini ve bu yönetimle ülkemiz insanını çağdaş uygarlık düzeyine çıkaracağını iddia eden mahut zihniyet erbabına aittir. Ve bu zihniyet, milletimizin başına ne zaman musallat olmuşsa, kurtarıcılık iddiasında bulunmuş ve el an da bu zihniyetini utanmadan sürdürmektedir.
Bunca baskı, zulüm ve tahribata rağmen, bu millet hâlâ sağduyusu ile hareket edebiliyor ve kendisini idare edebilecek, kendinden olan idarecileri seçebiliyorsa, bunu; yine ecdadının hizmet ve dualarına borçlu değil midir; sevgili okuyucularım?