Vakıf rezaleti yahut soygunun böylesi

A -
A +

Vakıf; erişilmez bir medeniyetin adı.. Ecdadımız 'vakıf'la yüceldi. Türk Cemiyeti onunla kaynaştı, bütünleşti ve; hak ve hakikatin rızasına muvafık ideal nesilleri oluşturdu. Vakıf; insanoğluna verme; verirken mutlu olma hazzını tattıran çok üstün bir ahlak.. Bu ahlak ve seciye bizim cemiyetimize, bizim inanç kültürümüzle yoğrulmuş gerçek münevverlere mahsus bir kültür.. Vakıf medeniyeti ile şahika noktasına çıktık. Ne zaman ki başkalarına benzemeye başladık ve vermekten değil almaktan zevk almayı düstur edindik; bizim de çöküş çığırımız başlamış oldu. Kendimize göre bunun da kolayını bulmuştuk! 'Marka müslümanlığımız' gibi; muazzez değer ve mefhumların isim ve tabirlerini apararak, sinsi ve alçak emellerimize yaftaladık! Nasıl mı? Vermek için değil; çalmak için şirket kurduk ve adına vakıf dedik! Devlet ve millet hayatımızın son çeyrek asrında; hemen bütün kurum ve kuruluşlarda, çeşitli adlar altında vakıflar kurulduğunu görürsünüz. Bir, bilemediniz iki istisnasının dışında; bakanlıklardan, genel müdürlüklere, valiliklerden kaymakamlıklara, belediyelerden otopark mafyasına kadar her yanımız bu çeşit vakıflarla donatıldı! Vatandaş, her ne gaye ile olursa olsun; her hangi bir devlet dairesine gidip müracaat ettiğinde; dilekçesini havale ettirebilmek için dahi, bu çeşit bir vakfa haraç vermek zorunda bırakıldı. Bu hali, bizzat yaşamış bir kişi olarak ve bilerek ifade ediyorum. Bir gün; bir kaymakamlığımızdan ilgili emniyet birimine dilekçemin havalesini istediğimde, elime bir makbuz tutuşturuldu ve; bunu ödeyin ondan sonra havale yapabiliriz dediler! Yahu! Senin vakfından vatandaşa ne? Bu nasıl vakıf anlayışıdır ki, vatandaştan zorla para alınıyor ve bu haraç alınmadan da vatandaşın işi görülmüyor! Vatandaşı haraca bağlayan, devlet dairelerindeki bu kepazeliği gelip geçen hiçbir iktidar görmediği gibi; mevcutlarına yenilerini eklemeyi maharet bildiler! Vatandaştan zorla alınan bu paraların hesabını kimse sormadı. Bu paraların nereye gittiğini de kimse araştırmadı. Nasıl araştırabilsin ki; karşısındaki koca bir devlet dairesi ve onun kerli ferli memurlarıydı! Kimi, kime ve nasıl şikayet edecekti? İlk defa bu iktidar döneminde, taşlar yerlerinden oynatılmaya başlandı ve kaldırılan her taşın altında da 'cife' olduğu görüldü! Bunlardan yalnızca bir vakfın üzerine gidildi ve trilyonluk vurgun ve yolsuzluklarla karşılaşıldı! Vakıf medeniyetini oluşturan bir cemiyet, nasıl oluyor da vakıf adı altında; dolandırıcılığın, vurgunun talanın ve hırsızlığın ayyuka çıktığı bir şekle inkılap edebiliyor? Bize ne oldu?! Eğitim deyip; beylik laflarla karşımıza çıkmayın! Bu iğrençlikleri ve kepazelikleri işleyenlerin tamamı eğitimli; aralarında bir tane okumamış, cahil insan yok! Nesilleri yoğuran öğretmenler, her kademedeki eğitimciler; işte eseriniz! Ne kadar övünseniz azdır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.