Türk insanı kelimenin tam anlamıyla vesayet rejimi altında yaşamaktadır. Bunun aksini kimse iddia edemez. 1982 anayasası vesayet rejiminin tipik örneğidir. Bunu da, ta yapıldığı günden beri, toplumun her kesiminden ve her çeşit görüşteki insanlar dile getirmişler ve halen daha da getirmektedirler. Çeşitli kereler onlarca maddesinde yapılan değişikliklerle bu anayasa yamalı bohça hâlini almıştır. Bu anayasayı yaptıran askerî zevat, önceki elbise (anayasa) bol geldiğinden dar olanını zorlamayla yenisini yaptırmıştır. CHP zihniyetine bakın ki, iktidar partisi toptan yeni bir anayasa için kolları sıvadığında; 'ancak ihtilal yaparsan bir anayasa yapabilirsin!' mantıksızlığı ile karşılaşmıştır. Daha açık ifadesiyle, anayasayı ancak ihtilal yapanlar değiştirebilir demeğe getirdiler. Neden böyle diyorlar; bunlar seçilmiş insanlar değil midir diye bir soru sormayın! Çünkü, hem 961 ve hem de 82 anayasaları kendi zihniyetlerinin ürünüdür. Bu anayasalara göre millet, kendi işini tek başına göremez. Mutlaka bir vasiye ihtiyacı vardır. Onlar da atanmış bürokrasidir. Bu bürokratların da göreve gelip gitmeleri bizzat kendileri marifetiyle olur! Seçilmişlerin en ufak bir dahli olamaz zira, seçilmişleri seçen millettir; millet ise henüz rüşdünü ispata mezun değildir! Parti kapatmalarla Türkiye âdeta partiler mezarlığına dönüştürülmüştür; bu ayıptan ülkeyi kurtaralım dediğinizde; 'ayıp' kelimesinin manasını sorarlar! YAŞ ve HSYK kararları insanımızı incittiği gibi, batıda da bizi rezil ediyor; buna bir çekidüzen verelim; bu kararları yargıya açık hâle getirelim dediğinizde; 'keyfiliği' tercih etmelerinin sebebi ne olabilir? Kısmi anayasa değişikliğinde parlamento içi ve parlamento dışı bütün siyasi partiler büyük bir sınava tabi tutulmaktadırlar. CHP, kendi narına MHP'yi yakmak istemektedir. MHP, AK Parti ile birlikte hareket edip, önceki anayasa değişikliğindeki; 'kaosa kalkan 411 el'i unutmamalıdır! Milletin hak ve özgürlükleri için girişilen bu anayasa değişiklikleri, hangi partilerin millete rağmen ve hangi partilerin de millet için olduğunu göstermesi bakımından kelimenin tam anlamıyla turnusol kâğıdı hüviyetindedir.