TBMM'de Milli Savunma Komisyonu üyesiyim. Bizim komisyon başkanımız İstanbul milletvekili Hasan Kemal Yardımcı arkadaşımızdır. Geçen hafta içerisinde iki yabancıyla; (bunlardan bir tanesi Çek Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçisi Eva Filipi, bir diğeri ise, Kore Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Jae Hyun Bae) görüşme fırsatı bulduk. Her iki büyükelçiye; başkan Yardımcı'nın müşterek bir sorusu oldu: - Biz içeride, deryadaki balık gibiyiz; deryanın kıymetini pek bilemiyoruz galiba. Acaba, bizim ülkemiz dışarıdan nasıl gözüküyor. Yabancı gözüyle bir değerlendirir misiniz? Ayrı zaman ve mekanlarda görüştüğümüz iki büyükelçinin söylediklerini not ettim. İkisi de aşağı yukarı aynı şeyleri söylediler. Özet olarak arz ediyorum: "Türkiye'yi gıpta ederek takip ediyoruz. Türkiye, şu anda bölgesinde süper güç konumundadır. Bu gidişle, kısa bir zaman sonra; dünyanın belli başlı süper güçleri arasında yerini alacaktır. Sizler AK Parti milletvekillerisiniz; yani iktidar partisi mensuplarısınız. Sakın yanlış anlamayın; iktidar partisinde olduğunuz için değil; bir gerçeği itiraf etmek için söylüyoruz. Çok çalışkan ve milletine sevdalı bir başbakanınız var. Dur durak bilmiyor. Türkiye, bölgemizde, Avrupa Birliği'nde ve ABD ile olan ilişkileri konusunda müthiş bir atağa geçmiş bulunmaktadır. Türkiye'nin geleceği çok açık ve parlaktır. Bizler, bu hükümet gibisini hatırlamıyoruz. Komşu ülkelerle giriştiğiniz diplomatik ataklar, tek kelime ile müthiş... Komşu ülkelerin rejimlerine ve geçimsiz olduklarına bakmaksızın hepsiyle iyi ilişkiler kurup geliştiriyorsunuz. Başbakanın ve dışişleri bakanının politikaları ve performansları çok çok iyi. Bütün dünyanın gözü bu coğrafyada. Siz burada yaşıyor ve burada siyaset üretiyorsunuz. Sizin bu yaptıklarınızdan diğer ülkeler örnek almalı..." Notlarımı tutarken, hep bizdeki sorumsuz, karalayıcı ve inkâr edici muhalefeti düşündüm ve; "Allah, içeridekilere de bu yabancılar kadar iz'an, insaf ve idrak versin!" diye dua ettim.