Hani derler ya; bir deli kuyuya taş atar, kırk akıllı gelir, o taşı çıkartamaz. Bizim ülkemizde, sanki gizli bir el her şeyi berbat etmiş. İşin içinden çık çıkabilirsen! İstanbul'un trafiğinden, vali bey dert yanarken şöyle diyordu: Kardeşim; bu şehrin trafiğinden tam on yedi kurum ve kuruluş yetkili! Bir şeyle karşılaşıyorsun, ona soruyorsun, biz oraya karışmayız bizim işimiz değil diyorlar. Bu yetki ve sorumluluğu tek elde toplamadığımız müddetçe, biz bu trafikten daha çok dert yanarız! Güvenlikten daha önemli konu var mı? Güvenlik elbette, sağlıklı istihbarata dayanmalıdır. Şimdi gelin bizim ülkemizin güvenliğine ve buna dayalı istihbarat kuruluşlarına bir bakın. MİT ayrı, Emniyet istihbarat ayrı, Jandarma istihbarat ayrı, Genelkurmay istihbarat ayrı... Daha, yeni yeni bu işler bir merkezde toplanıp değerlendirilmeye başlanacak. Siz biliyor musunuz ki, bundan önce, bazı istihbarat kuruluşları birbirlerine kontra gidiyordu. Ulaştığı bilgi ve belgeyi diğer kuruma aktarmıyordu! Bunları hep okumakta ve devamlı duymaktaydık. Neticede ortaya çıkan bu istihbarat zaafı, kimin veya kimlerin işine yarıyordu? Bizim bürokrasimiz, maalesef güvensizlik üzerine kuruludur. Dolayısıyla, fert bazında olsun, kurum ve kuruluşlar bazında olsun birbirimize güvenmiyoruz. Birbirinden şüphe eden kişi ve kuruluşlar; el ele verip, hangi başarıya imza atabilirler? Anayasalarımızı bile "devlet esaslı" yaptık. Halbuki, demokratik tüm ülkeler anayasalarını "ferde endeksli" yapmışlar. Geliniz, anayasamızı, kendimize örnek aldığımız ülkelerdeki gibi ferde endeksli yapalım diyoruz, kızılca kıyamet kopuyor! Peki, bu ülkeye nasıl demokrasi gelebilecek? Diğer bir ifade ile, daha ne kadar zaman demokrasicilik oynamaya devam edeceğiz? Asıl, maskeli olmak ve takiyye yapmak bu değil midir? Anayasası demokratik olmayan bir ülkenin kendisi demokratik olabilir mi? İşte bizdeki gibi olur! Hangi demokrasi ile, daha doğrusu hangi yüzle Avrupa Birliği'nin kapısını çalıyoruz; doğrusu şaşıyorum! Kabahati karşımızdakilerde arayacağımıza, biraz da kendimize bakalım!