Dünyanın pek çok ülkesinin parlamentolarında; bu arada ABD'nin 40'ı aşkın eyaletinde (42) Türklerin, Ermenilere soykırım uyguladığı tezi kabul edilmiş durumdadır. Şimdi sırada ABD Kongresi var. ABD Kongresi, hemen her senenin Nisan Ayı'nda toplanarak "Soykırım" kararı alacağını açıklar. Türkiye ise bu durum karşısında varını yoğunu seferber ederek; özellikle ABD'deki Yahudi lobisini harekete geçirerek ve hepsinden önemlisi ABD Başkanı'na "rica"da bulunarak Kongre'yi böyle bir karar almaktan alıkor. Tabiatıyla böyle bir kararın arkasında; dünyanın pekçok ülkesinde varlığı bilinen güçlü Ermeni diasporası vardır. Acaba, ülkelerin parlamentolarının böylesine bir kararı alma yetkileri var mıdır? Ne zamandan beri, ülkelerin parlamentoları (Yasama), mahkemelerin (Yargı) yerini almıştır? Dolayısıyla çeşitli ülke parlamentolarının almış oldukları bu kararların hepsi siyasidir. Peki; tarihi olayları değerlendirmek ve onları adeta yargılayarak hüküm çıkarmak siyasetçilerin işi midir? Kaynak tarihî belgeler Bu konuda ulusal ve uluslararası mahkemeler kurulsa bile, hakimlerin kararlarında esas teşkil edecek olan "bilirkişi raporları"dır. Olaylar bir asır önce cereyan ettiğine göre, başvurulacak kaynak tarihi bilgi ve belgelerdir. O halde iş, ne parlamentoların ve ne de bir başkasının olmayıp serapa tarihçilerin işidir. Her iki tarafın ve dünyanın çeşitli ülkelerinden tarafsız tarihçilerin oluşturacağı komisyonlar kuralım ve arşivleri bunların emrine verelim diyoruz, yanaşmıyorlar. Hadiselerin cereyan ettiği senelerde ve hemen akabinde kurulan yerli yabancı mahkemeleri delil olarak gösteriyoruz, dinlemek nezaketinde bile bulunmuyorlar. Osmanlının kendi mahkemelerinde yaptığı bu yargılamalar ve neticesinde verdiği cezalar; tehcir esnasında Ermenilerin can güvenliklerinin korunmasında merkezi hükümetin ne kadar hassas davrandığının göstergesi değil de nedir? İdam eder miydi? Ermenileri Soykırıma tabi tutmak kararını almış olan bir yönetim; suç işleyen devlet görevlilerini yargılayıp, idam dahil çeşitli cezalara çarptırır mı? Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay, 2005 senesinde sunduğu tebliğinde 1916 yılı ortalarına kadar yargılananların 1673 kişi olduğunu, bunlardan 67 kişisinin idama, 524'ünün hapis ve çeşitli cezalara çarptırıldıklarını, 227'sinin ise baraat etmiş olduğunu belgelere dayanarak açıklamıştır. İngilizler de bu gerekçelerle Türk aydınlarını Malta'ya sürdü ve orada muhakeme etti. O mahkemelerde bile soykırım yapıldığına dair en ufak bir işaret dahi yoktur. Hal böyle iken ABD, bu tasarıyı Türkiye'ye karşı mütemadiyen bir şantaj aracı olarak kullanmaktadır. Ve kimbilir bu yüzden Türkiye'den ne denli tavizler koparmaktadır. Bu meşum tasarı, daha ne kadar başımızın üzerinde Demokles'in kılıcı gibi duracaktır? "Yetti artık" diyerek; alınmış ve alınacak bütün bu siyasi kararları görmezlikten gelmeliyiz. Umursadıkça, üzerimize üzerimize geliyorlar. ABD, Kongresi'nde böyle şeyleri oylayacağına, önce kendi hesabını versin. Koca kıtadaki Kızılderilileri ne yaptığını söylesin!