Yetti artık!

Her hal ve şartta bu kan durmalı; durdurulmalı. Çeyrek asırdır, terör belasıyla boğuşmaktayız. Terör, Kürt sorunuyla başlamadı. Terör, sadece bu sorunun sonuçlarından bir tanesi oldu. Kürt sorununun kökleri çok eskiye dayanır. Cumhuriyet'in başından beri, için için işlenerek bugünlere gelindi. Kürt sorununda dış etken, başlangıcından bugünlere kadar devam edegeldi. Devletin kuruluşunda var olan Kürtler, her nedense sonraları unutuldu ve daha sonraları ise, büsbütün inkâr edildiler. Bu durum, devletin başını kuma gömüp sorunu görmezlikten gelmesinden başka bir mana ifade etmedi. Sorun, giderek derinleşti ve kronikleşti. Bugün gelinen noktada; belli ki, dış güçler, başta ABD olmak üzere, bu terör belasını bitirmek istiyor! Bunun sebebi, dış güçlerin bizi çok sevmelerinden kaynaklanmıyor. Kuzey Irak'taki Kürt oluşumunu korumak ve kollamaktan kaynaklanıyor. Sebebi her ne olursa olsun; önümüze gelen bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım. Kürtler, her zamankinden daha çok bize muhtaçlar. Onlara yardım elini uzatmadığımız takdirde, Araplar tarafından soykırıma tabi tutulabilirler. Zira, Araplar, onlarca senedir onlara diş biliyor. ABD ile birlik olup Irak'ın işgaline sebebiyet veren Kürtlerden başkası değildir. O gün bugündür de, ABD'nin himayesi altında hayatiyetlerini devam ettirmektedirler. Şimdi ise, ABD askerleri Irak'ı terk etmek kararı aldı. Böylece Kürtler, himayeden yoksun kalacaklar. Bir hami arayışına girmeleri ve bu gaye ile Türkiye'den medet ummaları boşuna değil! İki ateşin arasında kalan örgüt mensupları da çareyi, silah bırakmakta ve barışta arayacaklar. Akılları sıra, bu arada ne taviz koparabilirlerse kârlarına!.. Onların beklentilerini kendilerine bırakıp biz kendi işimize bakalım. Görmeye başladığımız ve belirli açılımları gerçekleştirdiğimiz Kürt meselesinin derinliklerine inip, üstümüze düşenleri yerine getirmemiz lazım. Bu arada çıkmakta olan çatlak seslere kulaklarımızı tıkamalıyız. Zira bunlar, terörden ve kavgadan beslenip, nemalanmaktalar. Yetti artık!