Zam sağanağı

A -
A +

Hükümet, enflasyonla mücadele kapsamında, kiralara bile 'narh' getirmişti. Yanlış finans politikaları, sermayeyi ürküten kararlar ve dövizin bastırılması gibi garip yaklaşımlar, kısa sürede barajı patlattı ve bütün bir millet sele kapıldı. Başta döviz ve dövize endeksli her türlü mal ve hizmet aldı başını gidiyor. Binlerce insanın çalıştığı devasa fabrikalar, bir bir kapanıp on binlerce kişinin işsiz kalışını hükümet, seyretmekle yetiniyor. Hükümet, siftahsız esnafın kan ağlayan halini, piyasada dönen çek ve senetleri görmüyor mu? Milletin çırpına çırpına ölümünü seyretmek midir hükümetlerin görevi? Neden; piyasaya yeterli parayı sürmüyor, üretimi destekleyip teşvik etmiyor? Sermaye düşmanlığı, millet düşmanlığına dönüştü. Millet, kendi içinde birbirleriyle kavgalı ve mahkemelik. Bu kavga ve mahkemelik hal, dalga dalga yayılıyor. Nereye varacak bu işin sonu; bilen ve hesap edebilen var mı? Büyük ümitlerle getirilen Kemal Derviş'in etrafındaki çember, daha şimdiden daraltılıyor! Hükümet ortakları arasında bile, onun başarısını hazmedemeyen, yapmak istediklerine çelme takmaya çalışanlar var! Zaten, bizi kahreden ve bugünlere getiren, bu denli kör olası siyaset anlayışı değil midir? Kemal Derviş'in başarısını da başarısızlığını da, kendi siyasi gelecekleri için tehlikeli gören zihniyetlerin millet umurunda olabilir mi? Koyun can derdinde, kasap et derdinde! Esnaf elindeki mala, bir sene öncesinin fiyatlarıyla müşteri bulamazken, hükümet; zam sağanağını başlattı. Nasıl olsa milletin eli mahkum! Tüp gazı da Yunanistan'dan getirecek değil ya! Bir gecede, bütün bir milletin yüzde 40 dolayında fakirleştirilmesi yetmedi; zam sağanağı ile, milletin kanı da emilmek isteniyor! Hükümete sorarsanız; mal ve hizmetlere, dövize göre ayar çekiliyor. Bu arada milletin canı çekiliyor, kimse farkında değil! İktidarda olsun, muhalefette olsun, sayılarını 550'ye çıkartan pek sayın milletvekillerimiz, seçim bölgelerine gidip milleti dinlemiyorlar mı Allah aşkına? Kan ağlayan milletin huzuruna ne yüzle çıkabiliyorlar; bunca dertleri dinlemeye nasıl tahammül ediyorlar? Milletin bu perişan halini görüp, o koltuklarda nasıl oturabiliyorlar? 'Komşusu aç iken tok uyuyan bizden değildir!' diyen bir kültürün mensupları; milletin aç, bi ilaç, sefil hali karşısında; onun temsilcisi geçinip, milyarlara baliğ olan maaşları alıp, sorumsuzca çoluk çocuğuna nasıl yedirebiliyor? Kriz oldu denilip, milletten seferberlikteki fedakarlıklar isteniyor. Krizi millet mi yaptı ki, ceremesi millete çektiriliyor? Nerede bu krizin sorumluları? Neden hesabını vermezler? Hiçbir şey yapamıyorlarsa; neden istifa etmezler? Millet, yanıltılarak sizi seçti diye; başında boza pişiresiniz diye satın da almadı ya!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.