Şu AB hikayesi olmasaydı adam olacağımız yoktu! Kah onların bastırmasıyla; kah, isteyerek veya istemeyerek de olsa bizim el yordamıyla çıkartmış ve çıkartmakta olduğumuz 'Uyum' kanunlarıyla, adam olmaya doğru hızla adım atmaktayız! Bu duruma bizi, biraz da üzerinde yaşamakta olduğumuz coğrafya zorlamaktadır. Mesela; dünyanın bu kavşak noktasında güçlü olmaya mecbursunuz. Bu netameli coğrafyada güçsüzlere yer yoktur. Türkiye'yi, Türk yurdunu tanımadan dünyayı gezip dolaşan çok insanımız var ki, Türkiye'ye ve Türk insanına tepeden bakar! Halbuki bu ülkeyi ve bu ülke insanını gerçekten tanıyabilseler; mecbur kalmadıkça yurt dışına çıkmazlar! Ne acı bir gerçektir ki, elin oğlu bizi, bizim memleketimizi bizden iyi biliyor! Hatta iddia edilebilir ki, yabancılar; bizim ülkemizin kıymetini bizden daha iyi biliyorlar! Terör, deprem; derken savaşla burun buruna gelen ve komşusunda savaş yaşanılan bir ortamda turizm mevsimi geçiriyoruz. Turizmle ilgili ne kadar olumsuz şart varsa, hemen hepsini art arda yaşıyoruz. 4 mevsim, dünyanın dört bir yanından turist çekecek bu ülkeyi; anlaşılmaz ihmallerimizle, seneler senesi turizm fakiri yaptık! Bölgemizdeki Yunanistan'a kaptırdık. Bu açığımızı ve onulmaz yaramızı ilk fark eden merhum Özal oldu. Bu sektöre teşvik vererek ön açtı. İlk defa; Özal'ın zamanında Batı standartlarında turistik otellerimiz, tatil köylerimiz oldu. O vakitler; Özal'n hedeflediği milyonluk turist ve ona nispetle yatak sayısı, birçoğumuzun hafızasına sığmıyordu! Oysa; her bakımdan elimize su dökemeyecek konumda olan Macaristan; 10 milyon nüfusuna karşılık her sene 30 milyon turisti ağırlıyordu. Bizim mevzuatımız ve onun körü körüne uygulayıcıları olan statükocu bürokratlarımız ise; dingil hesapları uymuyor diye, otobüslerimize 'klima' taktırılmasına müsaade etmiyor ve; güney sahillerimizde turistleri otobüslerde pişiriyorduk! Üç tarafı denizlerle çevrili bu canım memleketin limanlarında; mahut 'kabotaj' sistemi yüzenden kuş uçmaz kervan geçmezdi! Daha yeni yeni bazı tedbirler alınıyor; bundan böyle biz de; bizim de denizlerimiz, limanlarımız ve buralara gelip gitmekte olan gemiler var diyebileceğiz! Geçen hafta sonu; World of Wonders Oteller zincirinden, Antalya sahillerini süsleyen Topkapı ve Kremlin'i gezmek fırsatım oldu. Türk özel teşebbüsünün bu görkemli eserleri karşısında hayranlık duymamak imkansız! Hem eser ve hem de işletme yönünden; tek kelime ile mükemmel! Dünyanın en gözde ve sayılı otelleri arasında bulunan bu güzide mekanlar; Antalya havalimanına yalnızca 20-22 km. uzaklıkta. Gelin görün ki; Aksu ilçesinde yer alan bu mekanlara gidebilmek için akla karayı seçiyorsunuz! Turizmin başkenti Antalya'dan, 20 km uzaklıktaki Aksu sahillerine gidilecek yol yok! Özel teşebbüs yaptıklarıyla yetinmemiş; yenilerini eklemenin dert ve gayretinde. Beyaz Saray'ı ve ardından dünyanın 7 harikasını projelendirip hayata geçirmek için gece gündüz çalışıyor, çabalıyor, yırtınıyor! Bu gayretin binde biri devlette olsa; Özal'ın hayalleri gerçekleşecek ve Türkiye yalnızca turizm gelirleri ile dünyaya parmak ısırtacak ama! Aması var işte!