samdan
camii
hayirli-ramazanlar

AK PARTİ CEMAATİ UZAKLARDA ARAMASIN...

A -
A +

Anadolu'da, büyük bir ilçede geçiyor olay. Bir okurum yazıyor ve başından geçen ibretlik olayı aktarıyor. İsim ve ilçe adı vermiyorum ama mektubun adresi belli: AK Parti teşkilatı.
28 Şubat mağduruyum. Kardeşim ise cemaat mağduru. 3 yıl Medine'de otel müdürlüğü yaptım. İyi derecede Arapça biliyorum. Türkiye'ye döndükten sonra (...) Belediyesi'nde göreve başladım. Çalmadan, çırpmadan ve bana verilen tesisleri en verimli haliyle kullanarak çalıştım. Siyasi görüşüm belli olduğu için son seçimi kazanan CHP Belediye Başkanı tarafından istifaya zorlanmak amacıyla temizlik işlerine yollandım. O sıralarda CHP'li belediye Doğan Yayın Grubu ile bir anlaşma yaparak Hürriyet gazetesini iki ay boyunca Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi günde 2000 adet ücretsiz dağıttı. Hem de üzerinde "(...) belediyesinin hediyesidir" diye yazarak. Bu gazeteleri üzerindeki mühürlü haliyle Başbakanlık Teftiş Kurulu'na yolladım. Konu İçişleri Bakanlığına bağlı olduğu için İçişleri Bakanlığı müfettişleri geldi ve yaptıkları inceleme sonunda Belediye Başkanı ve yardımcıları hakkında soruşturma açma kararı aldılar. Efkan Ala'nın ıslak imzası ile hazırlanmış müfettiş kararı da bana Kaymakamlık aracılığı ile tebliğ edildi.
Ama belediye bundan dolayı beni işten çıkardı.
Ardından ben de ilçenin Devlet Hastanesi'ndeki taşeron firmada işe başladım. Hastane başhekimlerinin ve genel sekreterlerin sözleşmeleri yenileneceği tarihte, Başhekim'in paralelci olduğunu, çocuğunun onların kolejlerinde çalıştığını ve de cemaat mensuplarının hastane içerisindeki önemli noktalarda görevlendirildiğini, Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisinin hastane koridorlarında dağıtıldığını AK Parti İlçe Başkanı'na anlattım. Kendisi gerekeni yapacağını söylemesine rağmen Başhekim'le iş birliği yaptı. Ben de bunun üzerine BİMER'e şikâyette bulundum ve ilçe teşkilatı yönetim kurulu üyelerini arayıp meseleyi hepsine anlattım. Ve nihayetinde Başhekim'i bir hafta gecikmeli de olsa göndertmeyi başardım. Ancak ardından Parti yönetiminde olup, hastanede çalışan kişiler tarafından İlçe Başkanının da talimatı ile işten çıkarıldım. Bir nevi benden intikam almış oldular. İşsiz kaldım ve öğretmen evine bir kişinin alınma imkânı varmış ve öğretmen evi müdürü paralelle mücadele eden dik duruşlu biri olduğu için beni işe aldı. Mağduriyetimi giderdi. Ancak ilçe başkanı bana bizzat telefonda "O müdüre seçimden sonra hesap soracağım, bana sormadan iş yaptı" dedi. Zaten sorsa beni işe aldırmayacaktı.

Her şey bir yana bu ihanet çetesince, kendi partimin aldatılıyor olması beni üzdü.
Evet, mektup böyle. AK Parti'nin teşkilattan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun cevabına ve ilgisine muhtaç.

KALKINMA AJANSI'NI CEMAAT Mİ KİLİTLEDİ?
Bir başka mektup da Kalkınma Bakanlığı'na bağlı olarak 26 bölgede kurulan ve çeşitli alanlardaki projelere hibe fon sağlayan kalkınma ajanslarıyla ilgili. Malum Kalkınma Ajansı 2015 yılı hibe programlarını yılbaşında birbiri ardına açıklamıştı. İstanbul bölgesindeki Kalkınma Ajansı'na sunulacak projelerin son sunum tarihi de geçen hafta 16 Mart günüydü. Ancak bir anda önce proje girişlerinin online olarak yapıldığı KAYS sistemi arıza üstüne arıza vermiş, proje girişlerinde büyük sorunlar yaşanmıştı. Ardından da İstanbul Kalkınma Ajansı çalışanları yine aynı gün, yani 16 Mart'ta greve başlamışlardı. Kalkınma Ajansı çalışanları kamu kurumları içerisinde en yüksek maaşı alan ve en iyi haklara sahip kesim olmasına rağmen neden iş bırakmıştı? Bunun bir cevabı olmalıydı.

İşte okurumuz bu soruya cevap veren bir mektup yazmış:
"Greve gerekçe olarak da çalışanların yüksek lisans derslerine gitmek için istedikleri saatte çıkamamaları gibi bir sebep(!) gösterildi. Burada benim size iletmek istediğim husus, Kalkınma Ajanslarına önceki dönemlerde paralel örgüt yüksek miktarda adam yerleştirdi. Stratejik bir kurum olmasından ve maaşları yüksek olmasından dolayı 17 Aralık öncesi dönemde göz koydukları kurumlardan biriydi. Bu kurumlarla yakından çalıştığımız için çalışanlarını da az çok tanıyoruz ve bu kurumlarda 17 Aralık sonrası tüm bakanlıklarda ve kamu kurumlarında yaşanan tasfiye süreci kesinlikle yaşanmadı. Bu süreci göz önüne aldığımızda KAYS sistemi dediğim sistemde yaşanan olağandışı aksaklıklar da tesadüf gibi durmuyor."

Mektup böyle.

İlginç zamanlarda yaşıyoruz doğrusu.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.