Ak Parti, CHP'nin seçim bildirgesinden korkmalı mı?

A -
A +
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 1 Kasım için gençleri hedef kitle seçti. Seçim bildirgesinin hatırı sayılır bir bölümünde gençlere yönelik vaatler var.
Doğal, gençler Türkiye nüfusunun yarısı ve seçmen potansiyeli olarak da önemliler. Bu yüzden gençlere seslenirken "Partiyi dinazorlardan temizleyin" çağrısında bulundu.
Tabii bu çağrı üzerine gençler çıkıp "O halde önden siz buyurun Kemal bey (67), yanınıza Deniz beyi (77) de alabilirsiniz giderken" deseler hiç de haksız sayılmazlardı. Üstelik bu çağrıyı yapan CHP liderinin oluşturduğu milletvekili adaylarının ortalama yaşı 51. Çok eleştirdiği Ak Parti'nin 49 (geçen seçimde 47 idi), HDP'nin 48. Bir tek MHP onlardan daha yaşlı; 53 ortalama ile.
Kılıçdaroğlu seçim bildirgesindeki vaatlerini ilk 100 gün ve ilk bir yılın vaatleri olarak ikiye ayırmış. Onlardan dikkate değer olanlarına bakalım:

Emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramlarında birer maaş ikramiye.

Kılıçdaroğlu geçen seçimdeki vaadini tekrar ediyor ama emekli maaşlarında bir artırım talebi yine yok. Gerçi CHP'li seçmen bile bu vaadi "Biz maaşlarımızın artmasını istiyoruz, ikramiye değil" diyerek benimsememişti ama bu yine de Parti iktidarının yumuşak karnı. 10,5 milyon emekli var. CHP'nin ardından diğer partiler de emeklilere vaatte bulunmaya başlayınca hükümet peş peşe açıklamalar yaparak gazete haberlerine de yansıyacak şekilde onlarca müjde verdi ama sonuçta emeklinin eline geçen parada somut bir artış olmadı. Kendimden biliyorum. O yüzden Ak Parti bu potansiyeli nasıl memnun edeceğini iyi düşünmeli. Misal, şu anda Yargıtay'da olan 2000 yılı sonrası emeklilerin intibakları meselesini mahkemeden olumsuz karar çıksa bile düzelteceğini ve haksızlığı gidereceğini vaat etmesi bile fark oluşturur.

Her organize sanayi sitesinde meslek liseleri açılacak, bu okulları bitiren öğrencilerin işleri hazır olacak.

CHP'nin bu vaadi, fazla araştırmadan yaptığı anlaşılıyor. Çünkü zaten TOBB'un uzun süredir çalışmalarını yürüttüğü, iktidarın da destek verdiği bir uygulama bu. Pek çok ilde bu okullar açıldı bile. Zaten şu anda meslek okullarının mezunlarına o kadar çok ihtiyaç var ki, bu okulları bitiren öğrenciler derhal iş buluyor. Ancak serbest piyasa koşullarını yok sayarak, "Herkes bir işe yerleştirilecek" lafı totolojiden öte bir şey değil. Burada önemli olan sanayi-eğitim ilişkisini doğru kurabilmek, bu anlamda meslek liselerine olan ihtiyacı ortaya çıkarabilecek ekonomik altyapıya destek verebilmek olmalı.

Öğrenci kredilerinin faizleri silinecek, ana paranın geri ödemesi ise iş buluncaya kadar ertelenecek.

Önemli bir vaat. Her ne kadar karşılıksız burslar olsa da gençleri yakından ilgilendiriyor.

CHP'nin asgari ücret vaadi ise dikkat çekiyor. Fazla uçuk değil ama bugünkü asgari ücretin yüzde 50 fazlası, yani net 1500 lira.
Ancak asgari ücretin iş hayatındaki yerini CHP'nin ekonomi kurmaylarının bilmediği yeniden anlaşılıyor. Kılıçdaroğlu bir yandan iş dünyasına "Bize oy vermeye mecbursunuz" derken, diğer yandan da asgari ücret vaadiyle iş dünyasına kapan kurduğunun farkında değil. Asgari ücretin bu seviyede olmasının sebebi devletin sigorta primleri konusunda işverenlere tanıdığı kolaylıktan kaynaklanıyor. İşverenlere "Sen yeter ki işe aldığın adamı sigortalı yap, ben asgari ücreti düşük tutarım ve senin bana ödeyeceğin primler konusunda yüklenmem" diyerek sigortalılığı teşvik etmek istiyor. Yani işvereni sistem içine çekiyor. Öncelikli hedef bu çünkü. Bu konuda da büyük oranda başarılı olundu ve sigortalılık geçmişten günümüze hayli arttı. 2007 yılında 14 milyon olan sigortalı sayısı günümüzde 20 milyon 486 bine yükseldi.

Çiftçiye mazot 1 lira 80 kuruşa verilmeye başlanacak.

Geçen seçimde biliyorsunuz ucuz mazot vaadi 1,5 liraydı. İktidara gelmeden vaatlerine zam yapmış oldular. Belki de "Biz nasıl hesap adamıyız görün" mesajı vermek istiyor olmalılar.

Suriye ve mülteciler konusu.

CHP mülteciler ve Suriye'deki savaş konusunda belli bir rasyonaliteyi yakalamış görünüyor. Şam rejimi ile ilişki kurulacağı ama muhaliflerle de ilişkinin devam edeceği belirtiliyor. Suriyeli mültecilerle ilgili eski ırkçı yaklaşım yok ve mültecileri ülkelerine geri gönderme vaadi bildirgeden çıkarılmış.
Kürt sorununa ilişkin vaatler.

CHP bu konuda Meclis'i işaret ediyor. Sorunun güvenlik politikalarıyla çözülemeyeceği ama tüm siyasal partilerin ilk duruşlarının teröre karşı ortak tavır olması gerektiği belirtiliyor ki bu konuşmak için önemli bir başlangıç. Ama bunun dışında somut öneri yok. Ana dil eğitimi için kurulmuş muğlak ifadeler de bir yeri doldurmuyor.
Öne çıkan vaatler böyle. Diğerleri dolgu malzemesi. Özellikle aile sigortasından lise son sınıf gençlerine yönelik vaatler "Milleti yardım paraları vererek dilenci yaptınız" diyen bir partiye pek oturmamış.
Ak Parti'nin işi yine kolay ancak yukarıda dikkat çektiğim konulara da dikkat derim ben.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.